Sınırı çizenlerin mantığındaki tutarlılığı ise teslim etmek gerekir, çünkü bir dilin bütünüyle yasaklanması değil, yalnızca gündelik konuşma düzlemine hapsedilmesi bile, o kültürün yok oluş sürecinin başlangıcıdır.
Mutluluk, susuz kalmış bir insan için, bir yudum su; aç kalmış bir insan için, bir lokma ekmek ve yaralı sözcüklere sahip birisi için de sözcüklerin canlandırılması, sağaltılmasıdır.
Kürtlerin amaçlı Türkiye’yi düzeltmek, zenginleştirmek olmalı. Çünkü Türkiye bize ait bir ülke. Türkiye battığında ne Kürt’e ne Türk’e ne de başkasına yer kalır.