You can find Oldest Bir Dil Yaratmak books, oldest Bir Dil Yaratmak quotes and quotes, oldest Bir Dil Yaratmak authors, oldest Bir Dil Yaratmak reviews and reviews on 1000Kitap.
Bu kitapta Mehmed Uzun ile yapılmış röportajlar, söyleşiler toplanıp kitap haline getirilmiş. Evet hakkında çokta söylenecek söz yok, Mehmed Uzun ' un yaşadıkları, söyledikleri var kitapta. Mehmed Uzun bir röportajında diyor ki '‘Ben de bir tokatla tanıştım Türkçeyle. Benim anadilimle bağım böyle koptu. Eğitim dilinin, kültür dilinin Türkçe olması, Kürtçeyle bağımı kopardı. Dili yasaklamak insanlık suçudur. İnsanı anadilinden koparmak vahşettir. Bir insanı kendi dilinden koparmak, insanın ruhunu, kişiliğini zedeliyor, gelişimini engelliyor. Bence bu Kürtçe yasağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yanlışlarından biriydi. "
Evet yasaklanan bu dil için Modern Kürt Edebiyatını kurmaya karar veriyor. Kitapta bunun için mücadele verişini, eksiklikleri, gecikmişlikleri, bastırılmışlıkları, sürgünü... kısaca her şeyiyle yok edilmeye çalışılan bir dili ayakta tutmak için verilen mücadeleleri, Mehmed Uzun' u anlatıyor.
Her Mehmed Uzun kitabını okuduğumda onun yaşadıkları içimde bir burukluğa sebep olur. Yasaklanmış bir dille, her zorluğa rağmen kitaplarını yazma cesareti göstermesi onun ne kadar saygıdeğer bir insan olduğunun ispatıdır benim için. Mehmed Uzun ' u merak eden arkadaşların önce onun hayatını ve bu kitapları ne zorluklarla yazdıklarını okumalarını tavsiye ederim. Çünkü ancak o zaman kitaplarındaki duyguyu yaşayıp, hissedebilirler. Bütün Mehmet Uzun kitapları gibi bu kitapta okunmaya değer...
Kendi dilini söylemini yaratan bir büyük yazarın Kürt dili ve Kürt dilini kullanma üzerine yaptığı zevkli ama bir o kadar da meşakkatli yolculuğun aynası durumundaki kitap okunurken insana sanatın paha biçilemezliğini bir kez daha ortaya koyuyor bence.
Bir Dil Yaratmak" adlı söyleşi kitabında Mehmed Uzun sözde var olan bir dilin gerçekte, özde, edebi hayatta var edilebilme sürecinden bunun ne kadar zor olduğundan ne kadar zor hâle getirildiğinden bahseder.
Sınırı çizenlerin mantığındaki tutarlılığı ise teslim etmek gerekir, çünkü bir dilin bütünüyle yasaklanması değil, yalnızca gündelik konuşma düzlemine hapsedilmesi bile, o kültürün yok oluş sürecinin başlangıcıdır.
Mutluluk, susuz kalmış bir insan için, bir yudum su; aç kalmış bir insan için, bir lokma ekmek ve yaralı sözcüklere sahip birisi için de sözcüklerin canlandırılması, sağaltılmasıdır.