You can find Low Rated Bir Dinozorun Anıları quotes, low rated Bir Dinozorun Anıları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Minâ Urganın kendi anılarından oluşan basit bir günlük tarzında yazılmış , edebi değeri olmayan daha çok ünlü edebiyatçılarımızın , belki daha önce hayatları ile ilgili bilmediğimiz duymadığımız ilgili notlar paylaşimlar vardı...
-Fikri ve zikri bir olmayan bir “aydın” diyelim
-Solcu aydınlara özenip ama aslında ağzında altın kaşikla doğan, Boğaz’da , yalılarda bir hayat geçiren , beyaz Türklerden..( kötü birşey değil ama sosyalist/kominist olduğunu iddia edip
burjuva bir hayat yaşamak)
-Merak ettiğim vatan sevdalisi Nazım Hikmeti 35 sene hapis cezası veren cumhuriyetin ilk dönem mahkemeleri hakkında bir yorumda bulunmaması(herhalde sistemin nimetlerinden fazlaca faydalandiği için olsa gerek)
- Üvey babası ilk dönem milletvekillerinden Falih Rıfkı Atay
- Diğer taraftan Anadolulu bir aileden gelen Behice Bora’nın , hayati mücadele ile geçen bir sol hareketinin önemli şahsiyetlerinden birine özenip ama hiç hayatları birbirine benzemeyen iki kişi.
- Daha çok sol çevrelerin mücadelesinin uzaktan/ kaldırımdan seyredip ama onun reklamını yapıp, kendine rol çalmak ...
-Tek beğendiğim , içindeki bir kaç edebiyatçılar ile ilgili bilgiler/notlar
Mina Urgan deli dünyanın akıllı kadını.
Nasıl başlasam bilemedim ki!Resmen dönemin ahtapotu gibi kolunun uzamadığı elinin değmediği yer kalmamış.
Kadınlardan, paradan, burjuvadan, cahil sosyeteden, dönemin yazarlarından, şairlerinden, ülkelerden, savaşlardan, darbelerden, siyasilerden, eğitimden ve en çok da komünizmden veyahut da
Bu kadar yüksek puanına ve olumlu yorumlarına bakarak, ayrıca da anı tarzı kitapları sevdiğim için almıştım bu kitabı. Dili gayet akıcı, seri bir şekilde okuyabilirsiniz. Sadece aşırı solcu ve inançsız bir kalemden çıkmış yazılar bunlar. Yazdıklarına, sert cümlelerine daha fazla dayanamayıp yarım bırakmak istedim.
Kitabın adı Tek gözlü dinozorun anıları olmalı ziraa iki gözü olan bir dinozorun perspektif açısı bu kadar dar olamaz. Kendisiİngiliz edebiyatını getirerek akademik literatüre katkılar yapmış bir akademisyen olarak saygıyı ziyadesiyle haketmektedir. Fakat bir sosyalist olarak burjuva bir aileden gelip burjuvanın tüm imkanlarını kullanıp sonrasında napıyım kullanmasa mıydım diyerek sosyalizmin en kuvvetli savunucusu olmuştur. Ekonomik açıdan zora girince( kendisi fakirlik dönemi olarak niteliyor) kurtulmak için boğaza nazır olan evinden viyana porselenlerini satmıştır. Urfa ve minibüs anısının dışında halkla iletişimi olmayıp olduğu noktalarda da (belirttiğim hikayeler) yukarıdan bakmıştır ve sosyalizmin ana neferidir kendisi!. Mustafa Kemal ile olan anıları gerçekten müthiş olsa da Mustafa Kemal hayranı bir sosyalist nasıl bir tezattır.. Savunduğu düşünce ile yaşantısı tıpkı Stalinin NASDAQ-100 Ceo su olması ya da Castro nun Bank Of America nın sahibi olmasıyla aynı tezatlıktır.
Dönemin başbakanı ve savunucularına Özal'ın veletleri derken altında yatan kini hissebiliyorsunuz ki bu ne kadar at gözlüğü taktığını fazlasıyla gösteriyor. Bir sosyalist Sosyalizmin neden başarısız olduğunu görmek istiyorsa okuması gereken bir kitap çünkü yaşadığı hayat sosyalistten ziyade kapital bir hayattır.
Naçizane düşüncelerim bu yöndedir.
Bu kitaptan bana kalan en büyük farkındalık otobiyografik eser okumaktan ne kadar zevk aldığımı fark etmektir. Hem kişi hem dönem odaklı farklı noktalara dalıp gidiyor insan okurken. Hele ki yazar tıpkı Mîna Hanım gibi bildiğimiz birçok kıymetli insanla kesişen bir hayata sahip olunca..
Ammma kitap bende öyle güzel hisler bırakmadı. Burayı negatif cümlelerle doldurmak istemem, fakat Mîna Hanım'ın o beyaz Türklüğü, aşağılayıcı ve önyargılarla dolu fikirleri insanı az delirtmiyor. Bir de anlattığı bazı spesifik olayların gerçekten yaşanıp yaşanmadığını merak ediyorum, bir gün üzerine çalışmak nasip olur umarım.
