Bir Dönem Bir Çocuk

Altan Öymen
Şu gerçek, zamanla daha iyi görülüyor: Sermayeyi dünkü gibi “milli”leştirmek, “Türk”leştirmek, “Müslüman”laştırmak... Veya bugünkü küreselleşme koşulları içinde 'entemasyonal "leştirmek... Bunların hiçbiri, bir ülkenin ekonomisini sağlıklı hale getirebilecek “belirleyici etken” olamıyor. Bir üIkenin ekonomisi ancak; o ülke, başta siyaset olmak üzere tüm temel kurumlarıyla ve insanlarıyla “rasyonel”leştiği ölçüde, sağlıklı bir yapıya kavuşabiliyor... Kendi kaynaklarını ve imkânlarını akıllıca” kullanabildiği, karşısına çıkan sorunlara gerçekçi çözümler bulup uygulayabildiği ölçüde... Sermayenin -kime ait olursa olsun- verimli yatırımlara dönüşmesi, iş alanı yaratması ve sonuç olarak kalkınmaya katkı yapması, ancak bu genel koşul gerçekleşirse mümkün oluyor.
Sayfa 350Kitabı okudu
Reklam
Abdülhamit Dönemi
Özetle: Osmanlı Devleti'nin o zamanlardaki devlet büyüklerinin "büyüklük"leri, çoğu halde, padişahlardan çok büyükelçilerin gücüne dayanıyordu.
İsmet Paşa
"Sana bir nasihat vereyim: Bir karar alacaksan, bir 24 saat düşün,sonra al... Kararı aldıktan sonra da hemen uygulama. Üzerine bir 24 saat geçsin, bir kere daha gözden geçir, ondan sonra uygula." " Ben İkinci Dünya Savaşı'na girmekten bu sayede kurtuldum."
Sayfa 208 - Doğan KitapKitabı okudu
1944 Depremi
... Bolu'da, Gerede'de, Düzce'de, Hendek'te, Adapazarı'nda birçok ev yıkılmıştı. Çankırı da aynı şekilde kayıplara uğramıştı. Bölgeyle haberleşme imkânı fevkalade sınırlıydı. Ulaşım hatlarının çoğu kesilmişti. Yerleşim yerleri yoğun kar altındaydı. Sonradan öğrenecektik, babamı ve ekipleri götüren araçlar da yolun belirli bir yerine kadar gidebilmişti. Babam ve arkadaşları orada gecelemişlerdi. Yollarına ertesi gün devam edebilmişlerdi. Ölenlerin, yaralananların pek çok olduğu muhakkaktı. Ama kesin bilanço günler sonra ortaya çıkacaktı. Tüm deprem bölgesinde ölü sayısı yaklaşık 5 bindi. Bir o kadar da yaralı vardı. Yıkılan ev sayısı 10 bine yakındı. (79 yıl sonra hala aynı imkansızlıkların yaşanıyor olması, ve hatta mümkünken imkansızlaştırılması...)
Sayfa 427 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Osmanlı İmparatorluğu'ndan toprak talebi olmadığını her davranışıyla belirten tek büyük devlet vardı: Almanya.
Sayfa 31 - Doğan KitapKitabı okudu
Atatürk'ün büyüklüğü,boyunda bosunda, yüzünde değildi ,yaptıklarındaydı.
Geçim güçlüğü ülkenin her köşesini zorluyordu. Fakat bundan şikayetler basına yansımıyordu. Gazete ve dergiler, şikayetlerden söz etmek şöyle dursun, ülkenin Abdülhamit sayesinde çok iyi durumda olduğunu öne süren ısmarlama yayınlar yapmaya devam ediyordu.
Sayfa 35 - Doğan KitapKitabı okudu
"Vatandaşların ruhuna her gün en yıkıcı,yeis verici , ümit kırıcı bir propaganda zehiri"
Sayfa 494Kitabı okudu
Reklam
Hiçbir öğrencinin giyimiyle kuşamıyla başkalarına karşı üstünlük görüntüsü vermemesi isteniyordu. Öğrencilikte üstünlük, çalışkanlıkla, bilgiyle, başarıyla kendini göstermeliydi.
Sayfa 80 - Doğan KitapKitabı okudu
İnsanlarda şöyle bir eğilim var:vicdanlarını rahatsız eden konuları fazla konuşmuyorlar.
Sayfa 306Kitabı okudu
Yaşları çok küçük de olsa, kız çocuklar erkek çocuklarla sokakta konuşamadı.
Resim