Kedilerimizin, tavuklarımızın birbirine karıştığı, dertlerimizin ortaklaştırılıp dermanın hep birlikte arandığı, annelerimize babalarımıza kızınca veya onlardan kötü azar işitince komşu eve sığındığımız; makam araçları, mesela külüstür cipleri olan subayların, mahallemizin çocuklarını resmî araca doldurup okula bıraktıkları, bütün evlerin kapılarının açık olduğu, anahtarların kapı üstünde durduğu, bugün artık unutulmuş, belki de garipsenen bir yaşam sürdürdüğümüz yer; çocukluğumuzun masum ve güzel anılarının mekanıydı Levent.
Bazen gerçekler somut olaylar yaşanınca insanın kafasına dank ediyor. Soyut düzeyde yapılan tartışmalarda her zaman her davranışın sözüm ona akılcı nedenleri vardır. Oysa basit bir gündelik olayda gerçek birden sırıtır.
Her zaman her şeyden sorumlu hissetmişimdir kendimi. Sokaktaki aç kediden de, insanlardan da, konu komşudan da, dünyadan da. Bu yüzden de hep eksiklenmişimdir sorumluluklarımı yerine getiremediğim için, hep kendimi suçlu hissetmişimdir.
1965 'te hepimiz Türkiye Işçi Partisi saflarındaydık.TİP'e muhalif olan solculardan,eski sosyalistlerden tut da Deniz Gezmiş'lerden,Sinan Cemgil'lerden Doğu Perinçek'e kadar bildiğin tanıdığın herkes TİP içinde veya çevresindeydi. Doğan Avcıoğlu,Yön'cüler farklıydı bak!Ama o çevreler bile 65 seçimlerinde TİP'i desteklemişlerdi.TİP'lilere saldırı olduğunda,ki sık sık olurdu böyle olaylar,bütün sol saldırıya uğrayanlardan yana saf tutardı. Şu günlerde DTP'ye BDP'ye,yani Kürt siyasal hareketine yönelen sadırılar, parti binalarını yıkıp yakmalar,mitinglere Allahu Ekber diye saldırmalar, bugün ne yaşanıyorsa aynısı, o günlerde TİP ve TIP'lilere yönelik olarak yaşanırdı.