Bir Düş İçin Ağıt

Hubert Selby Jr.

Bir Düş İçin Ağıt Gönderileri

Bir Düş İçin Ağıt kitaplarını, Bir Düş İçin Ağıt sözleri ve alıntılarını, Bir Düş İçin Ağıt yazarlarını, Bir Düş İçin Ağıt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çoğu hastalık gibi bu da kademe kademe ilerliyordu ve karşı koyamadıkları ihtiyaçları, olan bitenin çoğunu görmezden gelmelerini, bir kısmını kafalarında çarpıtmalarını olanaklı kılıyordu. Geri kalanları da hayatlarının gerçekliğinin bir parçası olarak kabul ediyorlardı. Ama her geçen günle beraber gerçek görmezden gelinmesi imkansız bir hal alırken, hastalık gerçeği anında ve otomatikman kabul edilebilir bir şekilde çarpıtarak rasyonalize ediyordu. Hastalıkları, hastalıklarını sürdürmeye ve ona boyun eğmeye devam etmeleri için gerekli olan bütün yalanlara inanmalarını sağlıyordu; ona esir olmadıklarını ve hatta özgür olduklarına inandırma noktasına kadar.
Sayfa 210
Düşman içerideydi. Sadece şehirlerin, mahallelerin, terk edilmiş binaların ve sidik lekeli kapı eşiklerinin sınırları içinde değil; tek tek bedenlerin, zihinlerin ve hepsinden öte, ruhların içindeydi. Düşman, direniş gösteremesinler diye iradelerini kemiriyordu. Bedenleri onları tam da acınası o varoluşa hapseden zehre kavuşmak için can atmakla beraber, ihtiyaç da duyuyordu. Zihinler saplantılı hale geldikleri düşman tarafından hasta edilmiş ve sakat bırakılmıştı ve saplantı ve o korkunç fiziksel ihtiyaç ruhları öyle kirletmişti ki eylemleri bir hayvanınkinden bile aşağı, olmak istedikleri her şeyden ama her şeyden daha aşağıydı.
Sayfa 209
Reklam
Ölüm gözüne bir tehditten ziyade bir ödül gibi görünüyordu çünkü bir türlü gerçekleşmeyen ölüm süreci, olabilecek en korkunç şeydi.
Sayfa 209
Hastalık ısrarcıydı. Boğuşmayı yavaş yavaş bıraktı ve içindeki o boşluk; hasta ölü şeye öylece teslim oldu. Bütün o acı, dehşet ve ıstırap,her yanını kaplayan ve mücadele etmeyi artık bıraktığından neredeyse rahatlatıcı gelen bir çaresizlik örtüsüne dönüştü ve öylece arkasına yaslandı. Gözünü televizyona dikti. Ekranda olup bitenler ilgisini çekmeye başlıyordu ve oradaki yalana inanacak gücü bulmaya çalışıyordu ki içindeki yalana inanabilsin.
Sayfa 226
Ama bir şey eksikti, bir şey bir şeylerin akışını engelliyordu ve o çaresizlik içinde, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bedensel hareketlerine hareket olmalarından başka bir anlam katamıyorlardı ve ne kadar çok uğraşırlarsa kendi utanç kabuklarına o kadar çok çekiliyorlardı ve onunda sessizce, karşılıklı olarak çabalamayı bıraktılar ve kendilerini yora yora bir tür teslim oluş ve uyku haline geçtiler.
Sayfa 228
Beklemek! Sanki bütün bir ömrünü bekleyerek gerçirmişti. Neyi bekleyerek? Yaşamayı. Evet öyleydi gerçekten de, yaşamayı bekliyordu. Şu andakini bir yaşama provası gibi görüyordu. Bir tür alıştırma.
Sayfa 249
Reklam
545 öğeden 531 ile 540 arasındakiler gösteriliyor.