Çok övülen bir kitaptı. Belki de beklentimi çok yüksek tuttuğum için böyle düşündürdü ama beni doyurmadı. Çok sığ bir aşk hikayesi gibi geldi bana; sadece cinselliğe dayanan, buluştuklarında konuşacak ortak konuları bile olmayan, eşiyle mutlu bir evliliği varken eşine benzediğini sandığı bir kıza güya aşık olan, sonrasında eşini beğenmeyen ama cinsel yönden de vazgeçemeyen ezik korkak ve güvensiz bir adam Kenan.
Daha önce hiçbir erkeği sevmeyen babası yaşındaki biri kendini eşine benzettiği için önce yakınlık duyup sonra aşık olan, cinselliği ilk defa onunla yaşadığı için onu aşk sanan ve vazgeçemeyen, adamın karısı ve çocuğunu hiçe sayıp kendini ön plana çıkartan, adamı hiç sorgulamadan direk karısını suçlayan, bir yandan da abisinin dayattığı siyasi görüşü devam ettirmeye çalışan; kafası karışık, mutsuz, sevgisiz bir kadın Günsel.
Bu iki kişilikli 3 kişilik (aşk hikayesi diyemeyeceğim) hezeyanı anlatan bir roman. Ve sonunda sinik erkek kendini öldürür.
Şimdi de olduğu gibi ya kendini öldürüyor erkekler ya kadını! Başka yolları yokmuş gibi :(
İyi okumalar
Sevgiyle