Herkese merhaba! Bugün Thomas Hardy'nin kimilerince en büyük eseri olarak adlandırılan Casterbridge Başkanı isimli kitabı ile geldim. Bu kitap Hardy ile ilk tanışma kitabım. Eser temelde, insan ilişkilerini, bir olay karşısında farklı karakterdeki insanların nasıl tepkiler verdiğini, bu tepkilere veya almış oldukları ve hayata geçirdikleri kararlara göre şekillenen hayatlarını/olay örgüsünü konu alıyor. Pişmanlıklar, kıskançlık, tutku, gurur, ego ve birçok duygu durumunu kaleme alan Hardy, kişinin karakterinin ne kadar istese de değişemeyeceğini ve de insanın içerisindeki o törpülenemeyen duyguların kıskacına eninde sonunda düşeceğini gözler önüne seriyor. Olay zincirinin bir şekilde sürekli başa dönüyor olması, insanın yapısının karakterinin değişmezliği vb. gibi analizleri kitabı oldukça gerçekçi kılıyor. Kitapta benim ilgimi en fazla çeken konu, yazarın farklı mitolojik öğeleri veya tarihte yer almış karakterleri, gerek kitabın geçtiği coğrafya gerekse de karakterlerin duygu durumlarını veya hareketlerini tanımlamada kullanması oldu. Bu gibi benzetmelerden yararlanılması genelde ilgimi çektiği için kitabı merakla okudum. Aynı zamanda, yazarın çevresel öğeleri betimlemedeki becerisi, özellikle de yorucu ve uzun kalıplaşmış cümlelerden uzak olması nedeniyle, sahip olduğu yalınlığına rağmen okurun Casterbridge'de bu olaylar yaşanırken oradaymış gibi hissetmesine yol açıyor. Kitabı her açış kapatışımda acaba ne olacak diye bekledim. Klasik türde okumayı da sevdiğim için hızlıca okuyup bitirdim kitabı.
Bu aralar kitap okuma konusunda zorluk veya yavaşlama yaşayanlar varsa bu kitap ile bir ara verebilirler. Herkese iyi okumalar!