Bir Risale-i Nur Yorumu

Bir İnci Söz

Senai Demirci

Bir İnci Söz Gönderileri

Bir İnci Söz kitaplarını, Bir İnci Söz sözleri ve alıntılarını, Bir İnci Söz yazarlarını, Bir İnci Söz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
144 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Selamun Aleyküm... Okumayan çok şey kaybeder! Evet biraz iddialı oluyor ama dolu dolu okuduğum, hiç sıkılmadığım bir kitaptı. Risale-i Nur okuma yolunda, beni bir adım daha ileriye götürdüğünü, artık daha bir titizlikle okumam gerektiğini anladığım bir kitaptı. "Az lafla çok şey anlatma" sanatını en iyi kullanan sayılı, ender insanlardan kendisi. Bu yolda bize öncülük ettiği için kendisine minnettarım. Kesinlikle okumalısınız...
Bir İnci Söz
Bir İnci SözSenai Demirci · Timaş Yayınları · 201039 okunma
https://www.youtube.com/watch?v=K8sLQ98i3PE
Risale-i Nur, Birinci söz örneğinde kristalleştiği gibi, okuyucusuna sürprizler hazırlar. Risale-i Nur dilini, kısaca, damardaki akan kana benzetiyorum. Damardaki akan kanın basıncı vardır, her hücresi canlıdır, sürekli akış içindedir, sıcaktır. Oysa tüpteki kan soğuktur, basıncını yitirmiştir, canlılığını kaybetmek üzeredir, akışı durmuştur. Risale-i Nur'un nabzına kalbimizi koyduğumuzda, bu canlılığı, akışı, sıcaklığı, doluluğu hissederiz.
Reklam
İnce bir nükte var yakayabilene....
Aza-yı İbrahim, bir teslimiyet mucizesidir, İbrahim Aleyhisselam kadar ateşinde teslim olduğunu gösterir. İbrahim Aleyhisselam bir "dost" olarak ateşle sınandığı gibi, ateş de İbrahim Aleyhisselam ile sınanmıştır.
... Sebepler vardır ama sonuçta tesiri yoktur. Ne sebepsiz sonuca ulaşırız, ne de sebepleri sonucun mimarı sayarız.
Sepet kendisini suyla dolu gördü de başını denizden çekti. Sepet denize dalmışken sanır ki, denizin hepsi içindedir. Sanır ki, denizden aldığı kendine kalacaktır. Sepet dediğin, teni delik deşik bir kaptır; su tutmaz. Denizden başını çeker çekmez suyunu yitirir; kuru kalır. Sen sen ol; "doydum" deme. Sen sen ol; "oldum" deme. Sana düşen hep denizde kalmaktır. Sende olan denizdendir ama deniz değildir. Sende olanın sende kalacağını sanma. Sana düşen, kendini doldurmak değildir. Denize dal ve orada kal yeter. Sular her daim içinden geçsin yeter; böylece hep temiz kalırsın. Ne kadar çok bildiğin değildir önemli olan; ne kadar derin hissettiğindir. Ne kadar çok söylediğin değildir önemli olan; ne kadar çok içten yaşadığındır. Kendini suyla dolu görüp de, başını denizden çekme! Sana kalan sende kalan olmayacak; sana kalan sana dokunan olacak. Sana kalan seni doyuran olmayacak, sana kalan seni insan kılan olacak.
... İnsanın yapabileceği en kolay ve en büyük dönüşüm kendine bakışıdır. Başkalarının kendilerine bakışını değiştirmek bunca kolay olmadığı gibi, bu kadar büyük değişim getirmeyecektir.
Reklam
Sebepler yalnızca birer perdedirler...
....Su yada ekmek ile doyuyoruz ama su yada ekmek bizi 'doyuruyor' değildir. Yağmur bulutlardan geliyor; doğru. Ama yağmur bulut ile birlikte geliyor sadece. Yağmuru bize 'rahmet' yapan bulut değildir. Çünkü bize acımaktan, şefkat etmekten sonsuz uzaktır bulut...
Herşeyin başı sabır vesselam...
Çaresiz kaldığın zamanlarda, git bir taş ustası bul ve seyret. Adam bel ki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. İşte o zaman anlarsın ki, taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir. -Jacob Riis Ömrünün çoğu, küçücük bir çatlak bile oluşturmayan vuruşlarla geçer. İşte tam o zaman yaşarsın çaresizliği. Ümitsizlik tüketir seni. Sonu gelmeyecekmiş duygusu kocaman bir taş gibi yuvarlanır yoluna. Ayakların dolanır, yolda kalırsın. Vazgeçer, bırakırsın. Oysa, sadece yüz birinci vuruşa ulaşman beklenir senden. Sonuca giden yolda yürümeyi sonucun kendisine ulaşmak kadar sevimli görmedikçe, taş ustasının bilgeliğine erişemezsin.
İnsan yanımız bir tanıdıkla yüz yüze gelmeyi çok istiyor. İstiyoruz ki baktığımız her yönde tanıdık biri olsun, uğradığımız her yörede içimizi ısıtacak bir yüz bulalım. Yoksa yöneldiğimiz yön karanlıkta kalır, uğradığımız yöre endişeler yükler ruhumuza ve kalbimize. İnsanın varoluşu ile ilgili her türlü korku ve hüzün çaresi, "Allah'tan yana olmaktır/Allah'ın rızasına yönelmektir. Çünkü onun vechine yönelik olandan başka her şey helak olucudur."
Kendimizi zengin ve kudretli saydığımız için, acz ve fakrimiz bize gizli kalır, üzeri örtülür, saklanır. Dünya hayatı, bize her ihtiyacımızın erişilebilir olduğunu zannettirmiştir. Sürekli yaşıyor olmak, varlığımızın devamı karşısındaki her engeli kendi kuvvetimiz ve kudretimizle aşabildiğimizi düşündürmüştür. Böylece aldanmış, mağrur olmuşuzdur. Bu yüzden yanı başımızdaki 'define' gizli kalmış, açılmamıştır.
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.