Ara kitap denmesi hafif kalır fakat okuduğum kitabın arasına zaman zaman kısa kitaplara yer veriyorum. Bu onlardan biri. Epeyce benimle dolaştı fakat başladığımda adı gibi 24 saatte bitti.
Kalabalık başlayıp, anlatıcı ve dinleyici olmak üzere iki kişi kalarak sadeleşen bir kitap. Karakter sayısı sadelestikçe psikoloji ve felsefe taraflarını besleyen bir kitap. Okurken, şayet kendinizi kitabın içinde bulursanız hikayedeki tutkuyu, aksiyonu, başarıyı, arayışı, huzuru, kaybedişi, vazgeçişi, arınmayı ve daha nicesini olabildiğince hissedeceğiniz bir kitap. Zweig bu işi iyi biliyor.
Kitabın -bana göre- ana soruları; 24 saat bir insanda nelere mâlolur? 24 saatte değişim mümkün müdür? Değişmek istiyor muyuz? Ne için yaşıyoruz? Zamanın kıymetini biliyor muyuz? Peki elimizdekilerin kıymetini, biliyor muyuz? Anlıyor muyuz? Anlaşılıyor muyuz?
Severek okudum. Zweig'ın bu kitabını da mutlaka olmalısınız.