Okuduğum 4. kitabıydı sanırım yazarın. Benim için hep aynı şeyi yazan bir adam Zweig ama bu aynı şeyi hep çok iyi yazıyor. Olayın ne olduğundan bağımsız olarak bir olayın insanın ruhunda ve bilinçaltındaki etkisini çok başarılı tasvirlerle aktarıyor okuyucuya. Bu kitaptaki olay da bir insanda bu kadar derin travmalar yaratır mı, o insan bunu böyle uzunca anlatır mı, bence hayır. Ama bu bir eleştiri değil, kaldı ki Zweig'in böyle bir gerçekçilik yakalama derdi olduğunu da sanmıyorum. O insan zihninin dehlizlerini çok akıcı ve anlaşılır bir şekilde açıyor okuyucuya, bunu yapabilmek için de her kitabında bir olayı ''bahane'' ediyor aslında.
Bu kitabın bir çizgi roman uyarlaması vardı Umut Sarıkaya'nın tek başına çıkardığı NABER dergisinde. Umut Sarıkaya, ne yazık ki sadece kısa bir süre devam edebildi bu işe. Hem artan maliyetler hem de tek başına bir dergiyi baştan sona doldurmanın zorluğundan olsa gerek artık çıkmıyor bu dergi. Oysaki adına edebiyat dergisi denen o zırvaların pek çoğundan daha fazla katkısı olmuştur edebiyata bu derginin. Eserleri çizgi romanlaştırdığı sayılarda bir de bu eserin kendince yorumunu yapardı ki bence onlar da çok kaliteli işlerdi. Anton Çehov'un Perpetuum Mobile, Nikolay Vasilyeviç Gogol'ün Portre, Herman Melville'in Kâtip Bartleby, Guy de Maupassant'ın Korkak, Stefan Zweig'in Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat, Joseph Conrad'ın Narcissus'un Zencisi ve Miguel de Unamuno'nun Yaman Adam adlı eserleri Umut Sarıkaya tarafından çizgiye aktarılmıştır.