Farklı bir anlatım diline sahip...
Taşrada doğup büyümüş Fanny’nin Londra’ya gelmesi ile burada yaşadıkları anlatılıyor. Seksüel bir içerikli bir kitap ancak yazarın dili o kadar naif ki açıkçası sevişme sahneleri insanı rahatsız etmiyor. Bununla birlikte bazı betimlemelerin beni şaşkına düşürdüğünü bazılarının ise gülümsettiğini söylemeliyim. Dediğim gibi farklı bir anlatım diline sahip...
Ve Fanny’nin zevke olan düşkünlüğünü sakınmadan, çekinmeden ifade edişini açıkçası çok ilham verici. ‘Seks, sadece erkekler için değil, kadınlar için de!’ fikrini yazarın çok iyi işlediğini düşünüyorum. Bununla birlikte Fanny’nin birlikte olduğu hemen her erkeğin bir şekilde Fanny’e saygı veya sevgi duyuyor olması ise her ne kadar ilginç olsa da, kaderin bir cilvesi olamayacağına göre, yazarın olayları çok da dramatize etmek istememesine bağlanabilir.
Fanny’nin tüm zevk anları ise şu şekilde sonlanıyor: “Aşk! Ona ancak tutkunun efendisi denebilir, gerçekten de onsuz tutku, ne kadar büyük de olsa, bir kral için de, bir dilenci için de adidir çünkü tutkuyu yücelten, onurlandıran ve arılaştıran yalnızca aşktır.”