Mutluydum, çünkü; bir başka kişinin yaşamını üstlenmenin, kendimi bir kişilendirme sürecinin içine kapıp koyvermenin ne demek olduğunu artık anlamıştım.
Sözcüklerin yaşam yüklü içeriğine sesin canlı ve sıcak nakışını işleyen oyuncu, kendi yaratıcı incelemenin ürünü olan görüntüleri benim de kendi içsel gözümle görmemi sağlamış oluyor.
Bryulov " Sanat, en küçük dokunuşlarla başlar. " Ünlü ressamın sözlerini kendi sanatımıza da uygulayabiliriz. Biz de bir rolü yaşama kavuşturup son biçimine erdirmek için yalnızca çok küçük bir iki dokunuşa gereksinim duyarız.
" O, ha diyince sırtınıza geçirip sahneye çıkabileceğiniz bir hazır giysi ya da aradığınız tarifeyi bulmak için yalnızca sayfalarını çevirme zahmetine katlanmanız gereken bir yemek kitabı değildir. Hayır, o, tümüyle bir yaşam biçimidir. "
Her zamanki bilinçliliğimle ben, ben değildim artık. Yahut, daha doğru bir deyişle, yalnız değildim; içimde, aradığım ve de bulamadığım biriyle beraberdim.
Eğer o, önündeki sözcüklerin ruhuna ermesini bilirse kendisi ile birlikte hem kendi ruhunun hem de piyes yazarının yapıtının giz dolu yerlerine çeker götürür beni.
Oyuncular rollerinin doruk noktasında dehşete kapılırlar ve çok önceden kendilerini bu noktalara özenle hazırlamaya girişirler. Bu ise, kendilerini tümüyle rollerine vermeleri gerektiği bir anda, doruğa yükselmelerini engelleyen sinirlilik ve baskı yaratır.