Hayattayken hiçbir eser yayımlamamış olan KAFKA, yazdıklarını akraba ve arkadaşlarına hediye etmiş. Aynı zamanda bir yazar olan dostu Max Brod'a, yazdığı yazıları ve günlükleri yakmasını vasiyet etmiş. Ancak bu vasiyeti yerine getirmeyen Max Brod, Kafka'nın 1924'deki ölümünün ardından, 1925 yılından itibaren ileriki 30 yıl içinde,
Franz
kafkanın ilk okunmaması gereken kitaplarından diyebilirim... Metaforlardan oluşan mini hikayelerle
bir Kafka klasiğidir. Fare halkının zorlu yaşam mücadelesinden bahseden bir kardeş cinayeti etkileyici hikayelerinden biridir... Öncelikli olmasa bile Kafka hayranları kesin okumalı bence (:
Kırmızı en sevdiğim renktir ve kitabın kapağındaki kan kırmızısını öylesine beğendim ki; kitap okumayı çok da sevmeyen ben, bu kitabı hemen okumaya başladım.
Kitabı bir günde bitirdim ama "Ne anladın?" diye sormayın ne olur. Tek bildiğim, neden bu kitabı okumaya karar verdiğim. Ama ne anladığıma dair en ufak bir fikrim yok. Bir sürü hikayeler vardı içinde, kardeşini öldüren bir kardeş de göremedim; gördüysem de hatırlayamıyorum.
Ben masumum; kırmızıyı çok seven bir masum.
Kalemini sevdiğim bir yazar olan Kafka'nın içinde on üç tane öykünün bulunduğu bu kitabı severek okudum.
Kitabin içindeki 13 öykünün hepsi alıştığımız Kafka tarzıydı. Betimlemelerle dolu öyküler bulunmaktadır. Bu öykülerin konuları birbirinden farklı hayatları anlatıyor. Yani hayatın içinden öyküler var bu kitabın içinde...
Tavsiye ederim.
Ahh Kafka'cım 13 hikayeden oluşan kitabın boyunca ne anlatmak istedin diye düşündüm durdum her bir hikayede. Bazen "acaba düşündüğüm için mi anlamadım" diyip düşünmeden okudum ama yok yine de anlayamadım malesef.
İncelemeyi geç yazmamla da bir alakası yok üstelik, anlamamış ya da unutmuş olmamın.
Sadece bir kaç tane alıntı yapabildiğim bir kitap oldu bu sefer ne yapalım.
Gerçi dürüst olmak gerekirse kitabın kapağına aşık olduğum için satın almış olabilirim (e birazda ucuz olduğundan dolayı tabi)
Belkide sorun sende değil bendedir. Bilemiyorum Kafka...
Ama bende kocaman bir yer eden, ufkumu genişletip bakış açımı değiştiren Gregor Samsa hatrına silip atamadım seni.
Umarım bir başka kitabında daha iyi şartlar da ve bambaşka duygularda karşılaşırız tekrar.
Belkide sende bir kafa karışıklığı sırasında yazdın bu kitabı.
Kim bilir...
