2001 Yunus Nadi Roman Ödülü

Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm

Zülfü Livaneli
"Arkadaşlarım bunun farkında değil ama ben bu bağlantıların üstünde ya da dışındayım. Onlar gibi davranmaya, onlara benzemeye çalışıyorum, lakin içim farklı, işte romanı yazan zavallı arkadaşımın inemediği derinliklerden biri de bu. O beni, politik geçmişi olan ve Kuzey sürgününe savrulmuş, sıradan insanlardan biri sanıyor. Başımdan geçenleri, benden daha ilginç buluyor. İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil. Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil." 12 Mart rüzgârlarının İstanbul’dan Stockholm’e savurduğu bir mülteci olan Sami Baran, yattığı hastanede Türkiye’den bir hastayla karşılaşır. Bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gördüğü eski bir bakandır. Ondan intikamını almak amacıyla Şili, Uruguay, İran gibi farklı ülkelerden gelmiş mülteci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar. Ancak, bu planı gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacaktır: Sami Baran, anadilin yeri geldiğinde düşmanla da anlaşma aracı olabileceğini hesaba katmamıştır. Ve bu, planın önündeki engellerden sadece biridir... Zülfü Livaneli’nin usta kaleminden, sürgün yaşamı ve öldürmek-bağışlamak ikilemi üzerine, okurları ve eleştirmenleri değişik kurgusu ve beklenmedik final(ler)iyle de etkileyen, kusursuz bir roman.
203 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 2011
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Teşekkürler Livaneli
203 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Livanelin'den okuduğum 4. kitap. Bunu da zevkle okudum. Serenad, Kardeşimin Hikayesi ve Huzursuzluk kitaplarını da severek okumuştum. Yakın tarih Türkiye'sinin panoromasını yazarın akıcı ve sürükleyici türkçesiyle okumaktan zevk aldım. İlk etapta yazarın anlatım akışını, kitabın kahramanı Sami beyin araya girip olayı bir de kendi penceresinden anlatmasından rahatsız olmuştum ama ilerleyen bölümlerde itiraf edeyim Sami beyin söze girmsesini merakla bekledim. Olayları farklı iki bakış açısıyla aktarmasını keyifli ve başarılı buldum. Buna benzer bir roman tekniği Mustafa Kutlu, Bekir Sami Bey'in Özel Hayatı kitabında denemişti. O kitapta Bekir beyin söze karışması akışı ve anlatımı bozduğu için yazar kitabın başında artık söze girmesini reddetmiş ve kendisi devam etmişti. Başarısız bir denemeydi ve esere gölge düşürmüştü. Konusu, mesajı ve olay örgüsünü bu kadar başarılı vermesine rağmen bir kesimin Zülfü Livaneli'ni "basit bir dili var, edebi yönü çok zayıf" söylemlerine karşı aklımda "bu topraklarda yetişen her başarılı insanın ödemesi gereken bedeli ödüyor" diye bir düşünce oluşuverdi. Tükçesiyle, anlatımıyla ve roman tekniğiyle çok beğendiğim bir dördüncü kitap. Diğer kitaplarını okumak için şimdiden sabırsızlanıyorum. Keyifle okunacak bir kitap.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma
·
Puan vermedi
Okuduğum ilk Livaneli eseriydi ve söylemeliyim ki tam anlamıyla hayal kırıklığına uğradım. Belki beklentilerim yüksek olduğu için, belki de başkalarından duyduğum övgüler yüzünden, ama Bir Kedi, Bir
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma
203 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kıymetli okurlar öncelikle ilk kitap incelememi sizinle paylaşmanın heyecanını yaşıyorum. İncelemem esnasında ki yazım yanlışlarını hoş göreceğinizi umuyorum. Livanelinin kitaplarına ön yargıyla bakıyordum çünkü bir insanın hem müzik hem edebiyat alanında yetkin olabileceği düşüncesi bana inandırıcı gelmiyordu. Sürekli olarak arkadaş ortamında yazılarının maharetini duymak ön yargımı kırma vaktinin geldiğini gösterdi bana. Livaneliyi okumaya galiba en güzel seçim olan serenadla başlamak şansım oldu :) ve o günden sonra diğer kitaplarını merak etmeye başladım. Sonrası için huzursuzluk romanıda beni gayet tatmin etti ve buradayım evet bir kedi bir adam bir ölümde :) bu romanı okurken beklentimi fazla tutmamdan dolayı biraz çok ufak hayal kırıklığına uğramış olabilirim ama bu tamamen benim hatamdı. Beklentinizi yüksek tutmadan çerezlik olarak okuyabileceğinix ara ara sıkan bölümler olsada akıcı şekilde ilerleyen ve tabiki en önemlisi anlatım tekniği olarak güzel bir roman. İyi okumalar
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma
212 syf.
9/10 puan verdi
Zülfü Livaneli'nin okuduğum üçüncü kitabı. Okuduğum kitaplarının ortak noktası bir haksızlık, yanlışlık, olmaması gereken, insanlık dışı ama olan olaylar üzerine kurulmuş olması. Bundan mıdır bilmem
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma
Öldürsem mi Bağışlasım mı!
203 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Zülfü Livaneli'nin tarzını seviyorum. Okumadığım romanı yoktur sanıyordum ama sahafın birinde kitaplara bakarken gözüme çarptı. Arka sayfayı okuduğumda 12 Mart'tan, mültecilerden, Stockholm'den bahsettiğini gördüm. Okumadığımı anladım. Eski bir kitaptı, üstelik 103.Baskı yazıyordu. Şaşırdım doğrusu... 2001 yılınd a ilk kez basılmış ve 103 kere basılmış bir kitabı gözden kaçırmışım... Kendimi sözde iyi bir okur sanırdım ama olmadığımı anladım. Zülfü Livaneli okurları zaten bilirler ki hep ilginç bir konu yakalar Livaneli... Şaşırtmadı.. Kendi deyimiyle çeyrek yüzyılda yazılmış bir kitap... İsveç, Stockholm'de geçen bir olay... Deyim yerindeyse bir hafta İsveç'te yaşadım. İklimi, doğası, insanları, yaşam biçimi... O kadar iyi anlatmış ki gerçekten orada yaşamış gibi hissettiriyor... 200 sayfalık kısa bir roman ama onlarca alıntı yaptım. Durmadan okusanız 4-5 saatte okuyabilirsiniz... Edebi bir değerlendirme yapmadan kısaca, iyi ki denk geldim o sahafta bu kitaba... Yaşar Kemal "Gerçek bir şaheser! Teknik ve psikolojik olarak mükemmel! Öldürmek mi bağışlamak mı iklemini en iyi veren roman. " demiş bu eser için... Ben de ustaya katılıyorum. Umarım okuyanı daha da çoğalır...
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma
212 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Tüm kitaplarındaki tahlilleri çok iyi olsa da, özellikle bu kitabında biraz da kendi yaşadıklarına gönderme yaptığı için; psikolojik öğelerin ağır bastığı, politik tahlillerin çok iyi yapıldığı ve üzerinde derinlemesine düşünülmesi gereken bir kitap olduğunu değerlendiriyorum...
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma
212 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İsveç'te sürgünde geçen bir hayat, Sami Baran' ın1980 darbesi ile hayatında gelişenleri, Stockholm' e yerleşmesini hem yazar hem de kendi el yazısı notlarından okuyoruz. İki kişinin ağzından yazılması da ayrı güzel olmuş. Dönemi anlatan güzel bir eser. Sami Stockholm'de hastaneye yatar ve orada geçmişini mahvetmiş olan eski bakanla karşılaşır. İntikam almak ve affetmek arasında kalır.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma
203 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
” Ölüm gibi bir şeydi ama ölümü beklemenin, ölümden daha ağır olduğu durumlar da vardı. ’’ Diyor kitabında
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
çok severek okuduğum bir eser oldu. Anlatımı çok güzeldi kitap sizi
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma
212 syf.
6/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Kimilerinin severek okuduğu kimilerinin ise sadece ikide bir taşlama yapmaları için gerekli olan 'şeytan' olarak kullandığı Zülfü Livaneli, bu eserinin merkezine aslında apolitik bir karakteri
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Tekrar merhaba 1k ailesi... Evet zülfü livaneli'yi müzik sanatı dalında seviyorum, hem de çok ama edebiyatta bir türlü o'na kanım kaynamadı, o'nu sevemedim... bende her sanatçıda kendine has hünerleri beğenme arzusu var; misal moğollar grubu gibi, yaşar kemal gibi... demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi? Zülfü livaneli'nin okuduğum 7 kitabından sadece serenad'ı beğendim, ki zaten O gerçek bir tarihi katliam olan struma faciasını, içine aşk acısını katarak çok güzel anlatmıştı bize... neyse şimdi şunu dersiniz, medoş zülfü livaneli her kitabında toplumsal sorunları dile getiriyor, ki bu kitapda askeri darbe ve yurtdışına göçler, mülteciler anlatılmış; evet, haklısınız derim, ama yüzü koyun dile getiriyor... ben özet geçmeden, detaylarıyla edebiyatı irdeleye irdeleye bize sunmasını istiyorum... sayfalarını içimize çeke çeke okumak, her sayfada cümlelerin altını çize çize... şimdi de şunu dersiniz; medoş bu eleştiriyi yapıyorsun, peki neden şimdi bu elinde tuttuğun kitabını okudun? Cewap vereyim; yıllar önce aldığım bu kitap, cânim kitaplığımın en üst rafında okunmadı olarak kalmasın diye... Evet kitap güzeldi ama yıllarca yayına sunulması için uğraşılan ve 51 kez basılmış bir kitap, bu kadar hafif ve basit olamaz bence... sevgilerimle, iyi tatiller ;)
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202126,6bin okunma

Yazar Hakkında

Zülfü Livaneli
Zülfü LivaneliYazar · 40 kitap
Zülfü Livaneli, (d. 20 Haziran 1946, Ilgın), Türk müzisyen, senarist, politikacı, yazar ve yönetmen. İlk yılları Tam adı Ömer Zülfü Livanelioğlu’olup, aslen Artvin’in Yusufeli ilçesinden olan Livanelioğlu ailesinin büyük dedeleri Ömer Efendi 93 Harbi’nde Artvin’in Ermeni ve Rus işgaline uğraması üzerine Erzurum’a gelerek Ahmet Muhtar Paşa’nın ordusuna katılmıştır. Ömer Efendi Harput Redif Taburu’na mülazım rütbesiyle atanır. Daha sonra burada çıkan çatışmada şehit düşer. Ömer Efendi’nin tek oğlu olan Zülfü Efendi, Türkiye’nin muhtelif yerlerinde sorgu hakimi olarak görev yapar. Soyadı Kanunu çıktığında babasının geldiği Artvin/Yusufeli/Livane Sancağına izafeten Livanelioğlu soyadını alır. Zülfü Efendi’nin erkek çocuklarından üçü de hakim olmuştur. En büyükleri ve Zülfü Livaneli'nin babası olan Mustafa Sabri Livanelioğlu, Yargıtay Başkanlığı’na kadar yükselmiştir. Kariyeri Ankara Cumhuriyet Lisesi mezunudur. Daha sonraki tarihlerde ABD Fairfax Konservatuarı'nı bitirmiştir. Zülfü Livanelioğlu bağlama çalmayı teyzesi Nazmiye (Türeli) Yücel'in eşi olan eniştesi Turhan Yücel'den Ilgın'da yaşadığı yıllarda ve yaz tatillerinde öğrendiğinde, eniştesi Turhan bey'in kendisine hayatını değiştirecek bir sermayeyi hediye ettiğinden haberi yoktu. Zülfü Livaneli, müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı ve eserleri Joan Baez, Maria Farantouri, Maria del Mar Bonet, Leman Sam gibi onlarca yerli ve yabancı sanatçı tarafından yorumlandı. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300'e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı. Türkiye'den ansızın ayrılarak İsveç'e sürgün yıllarında bulaşıkçıklık dahil muhtelif işlerde çalışan Livaneli'nin en büyük arzusu bir gün Türkan Şoray ile tanışabilmek ve o zaman Türkiye'de suçlanan kişilerin uğrak yeri haline gelen İsveç'te bulunan ünlü yazar, gazeteci veya şairlerle karşılaşabilmekti. Bugüne kadar dört uzun metrajlı film yönetti: "Yer Demir Gök Bakır", "Sis", "Şahmaran" ve "Veda". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "AltınAntigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi birçok televizyon şirketine satıldı. Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk-Kul Forumu'nda yer aldı. Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov, Mikis Theodorakis gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu. 1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, 1978 yılında yaptığı "Nazım Türküsü" adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi. "Arafatta bir çocuk", "Geçmişten Geleceğe Türküler", "Sis", "Orta Zekalılar Cenneti", "Diktatör ile Palyaço", "Sosyalizm öldü mü", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" ve "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" ve "Mutluluk" ve Leyla'nın Evi, Sevdalim Hayat, Son Ada ve Sanat Uzun, Hayat Kisa, Serenad kitaplarının yazarı olan Livaneli, hâlen Vatan Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir. Sanatçı uluslararası kültür çevrelerinde tanınmakta ve saygı görmektedir. Ömer Zülfü Livaneli Ülker Hanım'la evlidir ve bir kızı vardır. Kızı Aylin Livaneli eğitimi ve yaptığı pek çok işten sonra müzik ile ilgilenmiş. 5 albüme imza atmıştır. Müziğe ara veren Aylin Livaneli şuan yurt dışında ekonomi üzerine eğitim almaktadır. Yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır. Livaneli vejetaryendir. 19 Mayıs 1997 tarihinde, Ankara Hipodrom meydanında verdiği konsere 500.000 kişinin katılmasıyla Türkiye'nin en büyük konserini gerçekleştirme ünvanını kazanmıştır. Siyasi kariyeri Livaneli 1994 yerel seçimlerinde, Sosyaldemokrat Halkçı Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday oldu. Anavatan Partisi'nin adayı İlhan Kesici, Refah Partisi'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan ve Doğru Yol Partisi'nin adayının Bedrettin Dalan olduğu çekişmeli seçim sürecinde oyların %20,30'unu alan Livaneli üçüncü geldi. Erdoğan ise %25,19'luk bir oranla Belediye Başkanı seçildi. Livaneli, 2002 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'den İstanbul milletvekili seçildi. Partinin 13. Olağanüstü Kurultayı'nda yeter sayıda imza bulamadığı için genel başkan adayı olamadı ve parti yönetimini ağır şekilde suçlayarak istifa etti. Livaneli, istifasını açıklarken şunları söyledi: "CHP yönetimi, Atatürk'ün laik, devrimci, halkçı, çağdaş ve reformcu çizgisini 21. yüzyıla taşıyamadığı için ülkemizi içinden çıkılması güç bir siyasi karmaşaya sürükledi. Bu büyük tarihsel ve siyasi kaymayı engelleyebilmek ve CHP'yi özündeki devrimci, reformcu ilkelere tekrar kavuşturabilmek için, parti içinde her düzeyde büyük çaba harcadım. Ama ne yazık ki bu çabalar da diğerleri gibi sonuçsuz kaldı. Partideki muhalif fikir ve kişileri yok etme alışkanlığı, bu kurultaydan sonra da bir kıyıma dönüşerek devam ediyor. CHP içinde kalarak mücadele etme yolları artık tükendi. Parti, örneği görülmemiş bir şekilde antidemokratik ve oligarşik bir yapıya dönüştürüldü."
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.