İyiyim, iyi... Yürüyüp duruyorum, herkes gibi. Herkes kendi yolunda yürüyüp duruyor. Ben de işte, bir orada, bir burada, rastgele, olayın tam ortasında, çemberin üstünde... Sendeleye topallaya, hep gecikmiş, hep zedelenmiş.
Zor bir çiçeklenmeyi başarmak. Uzun, beyaz bir mevsimin ortasında, günün çıplak keskin ışığında, sessizliğin gözcülük yaptığı mırıltıların arasında. Zor bunca gecikmişken... Her şeye karşın deniyorum. En azından denemem gerek, başka çarem yok sanırım.
Bir kez daha suskunluğun tam ortasında konuşuyorum, her şeyi kaybetmeyi göze alyorum. Ancak böyle, ancak şimdi, sözcüklerin kısır toprağında yolumu açarken, bu bir yolsa eğer, çabucak silinmişin, yerinden edilmişim, unutulmuşun izinden gidiyorum demektir. Çoktan gekip
gitmiş şeylerin…