Bir Koltukta Kaç Karpuz

Aydın Engin

Oldest Bir Koltukta Kaç Karpuz Posts

You can find Oldest Bir Koltukta Kaç Karpuz books, oldest Bir Koltukta Kaç Karpuz quotes and quotes, oldest Bir Koltukta Kaç Karpuz authors, oldest Bir Koltukta Kaç Karpuz reviews and reviews on 1000Kitap.
- Kendiliğinizden mi okumuşsunuz, yoksa "Oku da oğlum bir göster amcana" gibi mi? - Hayır, hayır değil. Annem "Oğlum gazete bile okuyor deyince, ben de başlamışım okumaya. Yani bu, benim ilk sunu­culuğum. Kendimi sunmuşum. Ben okumaya başlayınca mü­dür "Tamam" diyor. Ardından ben başlıkları okuyup aşağı­ya geçiyorum. Küçük harfleri de okuyunca, bu defa müdürün gözleri açılıyor, "Bunu ikiye mi alsak acaba" diyor.
Kıvanç Soyadı...
İlkokul başları falan. Biliyor musunuz, bu so­yadı işini okuma yazma bilmeyen annemle, ben küçücük ço­cuk ... Evet ailede o kadar ağabeyler varken biz gittik, ailenin bütün nüfus muamelelerini yaptırttık. Sıra geldi soyadına. "So­yadı ne" dediler. Listeler var oralarda. "Biz bunu evde bir ko­nuşalım" dedik. Kemal ağabeyim "Ben çok güzel bir soyadı buldum" dedi, "Tarkan". Tarkan hiç fena soyadı değil. O za­ manlar daha bugünkü Tarkan'ın annesi babası bile doğma­mıştı herhalde...Tarkan soyadı denince bir gün, iki gün dü­ şünüldü. Babam benimsemedi. - Aile meclisinde konuşuluyor bunlar öyle mi? - Onlar konuşuyorlar, biz duyuyoruz. Gazetede bir yazı okumuş Kemal ağabeyim. "Soyadı için teklifler" konulu bir yazı. Orada "Kıvanç" da var. Parantez içinde de "İlk defa Ata­türk tarafından kullanılmıştır bu deyim" yazıyor. Kemal ağa­beyim "Kıvanç" diyor. "Bakın nasıl söylenişi" filan... Gittik, aldık Kıvanç soyadım.
Reklam
Kahveye gittiğinde de Neyzen Tevfik'ten ney dinlerdi...
Bizim eğlencemiz Şehzadebaşı'nda sinemaya git­mek, tiyatroya gitmek ve mahallede futbol oynamak. Bizim kahve alışkanlığımız filan yoktu.
Neyzen Tevfik
- Yani kahveye gitmediniz mi hiç? - Gittim ama çok değil. Fatih'teki büyük kahvede Neyzen Tevfik diye bir adam oturuyormuş. Enteresan bir adam. Onu karşıdan öyle seyrettik; konuşmalarını dinledik. Bir keresin­ de ney çalıyordu. Dinledik de, itiraf edeyim ki Neyzen Tev­fik' in büyüklüğünü orada anlamadım hiç. "Kim bu ihtiyar adam, böyle garip, böyle saçlar başlar filan, böyle hiç konuş­madan... " dedim herhalde.
Türkiye'de bugün kütüphaneye gitme­nin sıfıra indiği inancındayım. Biz boş zamanımızda, yazın ta­tilde bile kütüphaneye giderdik.
Sayfa 27 - PDFKitabı okudu
Biliyor musunuz, benim çocukken doğru dürüst bir oyuncağım, kurmalı bir otomo­bilim falan olmadı hiç. ... Kırtasiye hala en büyük zevkimdir. Girer kırtasiyeye bakarım. Kalem­di, defterdi, takvimdi, ajandaydı ve... Ve arkasından oyuncak kısmına girer, bir buçuk saat kalırım... - B u yaşta bile? - Bu yaşta bile ve bazen oyuncakların nasıl kullanıldığını adama sorar, işte bildiğimiz lisanlar vasıtası ile de torunumun hoşlandığı bir oyuncak seçmek için bu çabayı gösterdiğim "pembe yalan"ını söylerim. Çünkü "Kazık kadar adam gel­miş, bu yaşta oyuncak otomobili kurup çalıştırıyor" deme­sin diye "Torunum için bakıyorum" derim. - Aldığınız da oluyor mu? - Neyi? - Oyuncağı. Haydi itiraf edin burda. - Olmuştur. Hem de çok. Getirir, biraz oynadıktan sonra sevdiğim birinin çocuğuna hediye ederim.
Sayfa 31 - ≈)Kitabı okudu
Reklam
99 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.