Bir Koltukta Kaç Karpuz

Aydın Engin

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Memleketi kurtar­dı bu adam"
- Şimdi babamın bir Atatürkçü olduğunu söyleyemeyece­ğim. Babam Osmanlı'dan gelmiş. Kitaplar Abdülhamid için "hain Padişah" diye yazarken babam "cennet mekan" diyen­lerden bir Osmanlı. Hani padişahlara laf söyletmeyenler­den. Arada Kemal ağabeyim espriyle karışık "Aman baba se­ nin o padişah dediğin şunu şunu yaparmış" dedi mi "Sus ke­rata" diye şakadan çıkışırdı. Yani şakasını kaldırırdı. Ama ben 10 Kasım akşamı eve geldiğim zaman baktım, babamın önünde resimli bir gazete duruyor... - Babanızın? - Evet. İlk sayfasında Atatürk'ün resmi olan bir gazete... Ve babam ağlıyordu. Bunu gördüm. Babamın "Memleketi kurtar­dı bu adam" diye ağladığını duydum. Bence çok önemliydi.
Evladım ibadet Allah'la senin arandadır; gizlidir. O reklam diye yapılmaz; kapı açık namaz kı­lınmaz" derdi.
Reklam
Bir kez evlendim, son kez evlendim ve ebediyen evlendim...
Sayfa 275Kitabı okudu
- O yaşta bir çocuğa ne ifade ediyordu Atatürk'ün ölümü? - Hiç siyasal düşünmediğimi çok iyi hatırlıyorum. Yani ben" Eyvah şimdi Türkiye ne olacak" demedim. Çünkü İsmet Pa­şa ismi o kuşaklar için bir güvenceydi. Atatürk'ün en yakın ar­kadaşıydı o. Gerçi ben "Atatürk o kadar büyüktü ki gerçekte ikinci adam yoktu" diyenlere katılırım. Bu bir gerçek. Ama yi­ne de İsmet Paşa hep vardı. Bu bizi çok etkiledi. Hiçbirimiz ne olacak diye sormadık. Devlet güçlü müydü, değil miydi bilmi­yorum ama yine de...Tam savaş bölgesindeydik. Birkaç aile dos­tumuz, ahbabımız konuşurlarken kulak kabartıyordum. "Bit­tik, bittik. Alman kapıya dayandı. Kapıdan girdi mi bitecek. Mustafa Kemal de yok. Bunlar bizi kurtaramaz. Gitti Türkiye, gitti" diyen kötümserliklerini duyuyordum bazı büyüklerin. - Evet. Bir yıl sonra da savaş başladı zaten... Değil mi? - Evet. Lise birdeydik. Yalnız biz savaşı hiç anlamadık. Yaşamadık yani. Camlar maviye boyandı; mavi kağıt kaplan­dı. Elektrik lambalarının üstüne yine mavi kağıt koyduk...
Benim üniversitede olduğum yıl­ da bir Tan olayını yaşadık biz ... - Öyle mi? Katıldınız mı siz de? - Hayır katılmadık. Tan matbaası tahrip edildi. İki gün sonra gittiğim zaman karşı kaldırımdan bakmıştım, çok üzül­müştüm. Ne tesadüftür, ne kadar gariptir ki, daha sonra ga­zetecilikteki birçok aşamamı, restore edilen Tan binasında yap­mıştım. Tan gazetesinde ve özellikle İstanbul Ekspres gaze­tesinde . . .
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.