Mehmet Akif

Bir Kur'an Şairi

Dücane Cündioğlu

Bir Kur'an Şairi Gönderileri

Bir Kur'an Şairi kitaplarını, Bir Kur'an Şairi sözleri ve alıntılarını, Bir Kur'an Şairi yazarlarını, Bir Kur'an Şairi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Âkif'in Farsça'ya ve Fars edebiyatına ilgisi çok küçük yaşlarda başlamış ve Farsça'nın hemen hemen bütün büyük şair ve ediblerini ciddi bir sûrette okumuştur. Nitekim dostlarından Vahyi, bu müşahedesini hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde dile getirir: "Görüyordum ki Üstad; Firdevsi'leri, Kisai'leri, Enveri'leri, Hakani'leri, Ömer Hayyam'ları, hele hele Hafız'ı, Sa'di'yi, Mevlânâ'yı, Feridüddin Attar'ları, Senâi'yi kendi hocası gibi tanıyor, biliyor, şiirlerini ezber okuyabiliyordu." Âkifin sadece büyük bir azme değil, aynı zamanda çok güçlü bir hâfızaya da mâlik olması, hiç kuşkusuz onun müteaddid divanlara böylesine vukûfiyet kesbetmesindeki en önemli âmillerden biriydi. Nitekim yakın arkadaşlarından Eşref Edib, Âkif'in hâfızası hakkında bizlere şu bilgileri vermektedir: "Üstad'ın hâfızası şâyân-ı hayretti. Ezberlemiş olduğu şeyler zannetmem ki 10.000'den aşağı olsun. Herhangi mevzů hakkında bir bahis geçse Üstad ona dâir birçok beyitler okurdu. Herhangi kasideden bir parça okunsa altını üstünü tamamlardı. Bütün divanları kimbilir kaç defa tekrar etmişti. Yalnız Türk edebiyatında değil, Arabi, Farisi edebiyatında da böyle idi. Hemen bütün meşhûr kasideler, şiirler mahfûzu idi. Herhangi bir kaside yahut bir rubai, bir beyit okursanız, size onun şairini bile söylerdi. Bunları ne zaman okumuş, ne vakit ezberlemiş... insan hayretler içinde kalır."
Sayfa 83 - Kapı, 2017
Laf ne kadar çok da iş ne kadar az!
Reklam
"Dahası var: Tefsirsiz ve izahsız tercümeyi eline geçirenlerden bazı mızrak kafalı cüretkarlar türeyecek - Kuran' in manasını Arapça bilmediğimiz için anlayamıyorduk amma işte tercümesi meydanda. Bizim de akıl ve idrakimiz, bizim de yeter derecede kiyaset ve siyasete vukufiyetimiz var - diyerek pis pabuçlariyla mindere, minbere çıkacaklar ve oradan vaaz edecekler, hutbeler (nutuklar) iradına yeltenecekler. İslam'daki hakiki mana ve maksadı kavramadan irşad yerine ifsada kalkışacaklar. Öyle küstahların önüne ne ile ve nasıl geçilir " Bütün korkularına rağmen Akif, dostlarının ısrarlarına dayanamamış ve kendisine yapılan teklifi kabul etmişti.
Sayfa 145Kitabı okudu
"Arap, Acem lisanlarıyla uğraşacak zamanda değiliz; yalniz akvam-i mütemeddinenin dillerini öğrenelim." teklifinde bulunan zevâta fevkalade manidar bir cevap verir. "Sizin bu teklifiniz, tıpkı coğrafya kitaplarından Asya, Afrika kıtalarını artık kaldıralım demeye benziyor. Akuzum, bizim o mütemeddin akvamın arazisinde bir karış toprağımız yok. Bize orada ne çektirirler, ne de biçtirirler. Biz Asya'da ekeceğiz, Asya'da biçecegiz. Laf anlayan beri gelsin."
Akif, Kuran tercümesini Mısır'da Sultan Mahmud medresesinde müderris Yozgatlı İhsan Efendi isminde bir zâta bırakmıştı. Ölmeden Mısır'a dönerse kendisine geri verilmesini, ölürse bu tercümenin yakılmasını vasiyet etmişti.
Sayfa 194 - KapıKitabı okudu
Hiç çağlamadan gizli inen bir yaş gibi aktım.
Sayfa 184 - KapıKitabı okudu
Reklam
28 öğeden 31 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.