Bir Levantenin Beyoğlu Anıları

Giovanni Scognamillo (Jean Gennaro)

Sayfa Sayısına Göre Bir Levantenin Beyoğlu Anıları Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Bir Levantenin Beyoğlu Anıları sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Bir Levantenin Beyoğlu Anıları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beyoğlunda sinema
Alkazar sineması, birçoklarımıza sinema sevgisini aşılamıştı (eminim Halit Refiğ bu görüşümü paylaşacaktır). Gösterdiği filmlerin sanatsal değerlerinden ötürü mü? Değil. Tümü ile avantür bir sinema idi ve biz çocuklara, gençlere sinemanın, sinema olayının hareketini, çarpıcılığını, etkinlik gücünü ve hayal potansiyelini temelde ilkel de olsa kalıcı bir tazelikle verebilmişti. Alkazar'a, genelde, programın değiştiği Çarşamba günleri giderdim, ya tek başıma ya da bir arkadaşla. Diğer sinemalarda olduğu gibi ücretsiz girerdim, "Elhamra Sineması Müdürü'nün oğlu diye.
Sayfa 103 - Metis Yayınevi, 1993, 3.BaskıKitabı okudu
Sinema görgüsü
Sinema görgüsü dedim: Sinema müdürleri galalarda, akşam seanslarında girişte durur, önemli kişileri, devamlı müşterileri, tanıdıkları karşılar, buyur eder, hal hatır sorarlardı, bir çeşit protokol uygulamasına. Bu geleneğin son örneği, 1970'lerin başına kadar Yeni Melek Sineması'nda uygulandı Osman ve İhsan İpekçi ile, sonra müşterilerin niteliği değişince tarihe kanştı.
Sayfa 111 - Metis Yayınevi, 1993, 3.BaskıKitabı okudu
Reklam
Öyledir, koloni bir araya gelmek için her fırsatı değerlendirmeyi biliyordu. İlk maskeli balomu (bir çocuk balosu idi bu, bir Karnaval balosu), Union Française'in salonlarında yaşadım- sa, son maskeli balom da Casa d'Italia'da yer aldı 1940'lann sonlarında. Hatta, maskeli olarak sokakta dolaşmanın yasak olmasına rağmen, Tünel'deki Ensiz Sokak'tan (İtalyan Hastahane- si'nin Başhekimi Dr.Violi'nin evi orada idi, kızı da bizim takıma aitti) hareket edip, üç kız ve üç erkekten oluşan bir grup olarak ve omuzlarımızda bir tahterevalli taşıyarak, çingene giysilerimizle Casa d’Italia'ya varmıştık, şamata ile karışık.
Sayfa 117 - Metis Yayınevi, 1993, 3.BaskıKitabı okudu
Bir Beyoğlu Reenkarnasyonu Olamaz
Beyoğlu, eski dediğimiz bu Beyoğlu, altın çağını, dilerseniz saltanatını diyelim, Birinci Dünya Savaşı sonlarına kadar iyice yaşadı, ayrıcalıklarından da yararlanarak kozmopolit havasını 1930’lara kadar sürdürdü; İkinci Dünya Savaşı ve Varlık Vergisi ile ilk darbelerini yedi. 6 Eylül olayları ve Rum azınlıkların kısmen göçüne neden olan Kıbrıs buhranından sonra iyice çöktü. Bir Beyoğlu reenkarnasyonu'na inanmıyorum, istemiyorum da. Kimse, yanılmıyorsam, geçmişi geri getiremez. Böyle bir fantastik ihtimal olsaydı bile karşı çıkardım, dünü geçmişe, yannı geleceğe bağlayanlardanım çünkü. Sonuçta: Sıc transit gloria Beyoğlu!
Sayfa 144 - Metis Yayınevi, 1993, 3.BaskıKitabı okudu
24 öğeden 21 ile 24 arasındakiler gösteriliyor.