Köprülü, 1924'te Türkoloji'yi Türkiyatla karşılamıştı. Daha dürüst, daha bizim, daha efendice bir kelime. Ne kapitülasyon kokuyor, ne kültür emperyalizmi. Edebiyat, arziyat, lisaniyat vs. gibi. Bu kelimenin Türkolojiye çevrilmesi, sanıyoruz ki 1933 Üniversite İnkilâbı'yla yaşıt; yani Türkoloji, Türkçemize Alman yahudilerinin armağanı, Romanoloji gibi. Zira sayın Ergin'in üstadâne tavırlarla mevcudiyetinden bahsettiği Romanoloji diye bir bilgi dalı yoktur Fransa'da. Bu kelimeyi yurdumuza gelen yabancılar -Spitzer ve avânesi- uydurmuştur. Nitekim İngiltere'de Anglistik diye bir mefhum da yoktur.
Türkoloji kelimesinden daha yüz kızartıcı bir kelime yoktur. Ruslar çıkarmıştır bu kelimeyi, ölü milletler için. Sümeroloji gibi. Bu kelime Türk medeniyetini paranteze almak demektir. Bu müthiş yalanı bize de kabul ettirdiler. Türkoloji Osmanlı'yı paranteze alan, âtıl bırakan bir kelimedir. Neden bir Frankoloji yok da Türkoloji var? Biz ölü müyüz? Ruslar ve Batılılar sırf bizi, yani Osmanlı'yı dikkatlerden uzaklaştırmak için bu kelimeyi icad etmişler. Yazdım bu kelimeyi. Hâlâ kullanıyorlar.
Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem budala, hem de alçaktır. Bir adamın "Benden başka herkes aldanıyor" demesi güç şüphesiz; ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın?
Sayfa 55 - Daniel de Foe - Kapı YayınlarıKitabı okudu