Bir Mabed İşçisi sözleri ve alıntılarını, Bir Mabed İşçisi kitap alıntılarını, Bir Mabed İşçisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Önsözleri atlayanlar yaratıcıya karşı saygı duymayanlardır; yaratıcıya, yani insana. Bazen revak, saraydan daha muhteşem, İbn Haldun'un Mukaddimesi gibi.
Bu Ülke'yi ben yazmak isterdim. Yazamayacağımı biliyorum, ama hiç değilse bir ilim mensubu, bir psikolog olarak şu satırları ben yazmış olsam kendimle övünürdüm...
Köprülü, 1924'te Türkoloji'yi Türkiyatla karşılamıştı. Daha dürüst, daha bizim, daha efendice bir kelime. Ne kapitülasyon kokuyor, ne kültür emperyalizmi. Edebiyat, arziyat, lisaniyat vs. gibi. Bu kelimenin Türkolojiye çevrilmesi, sanıyoruz ki 1933 Üniversite İnkilâbı'yla yaşıt; yani Türkoloji, Türkçemize Alman yahudilerinin armağanı, Romanoloji gibi. Zira sayın Ergin'in üstadâne tavırlarla mevcudiyetinden bahsettiği Romanoloji diye bir bilgi dalı yoktur Fransa'da. Bu kelimeyi yurdumuza gelen yabancılar -Spitzer ve avânesi- uydurmuştur. Nitekim İngiltere'de Anglistik diye bir mefhum da yoktur.
Sınıfların kaotik bir mahiyet taşıdığı bir ülkenin kendine göre meseleleri yok mudur? Gerçek entelektüel önce ülkesinin haklarını düşman bir dünyaya haykırmakla görevlidir. Yani rüşeymi bir mahiyet taşıyan şu veya bu sınıfın ideolog veya demagogu olmamak, ülkesinin bütününü, bütün ülkelere karşı müdafaa etmek vazifelerin en büyüğü değil mi? Şüphesiz ki böyle bir tasavvur, şairane bir ütopyadır, insan kucağında yaşadığı toplumdan sıyrılamaz. Sıyrılırsa, okunmaz ve anlaşılmaz.
Adları asırların dudağında dolaşan şaheserleri ancak isimleri ile tanıyoruz. İnsanlığın azametli fikir abideleri bizim için hâlâ keşfedilmemiş birer kıta halinde. Çağların sanat okyanusuna dalan araştırıcılar bize tek tük incilerle birlikte cam parçaları ve sardalya kutuları getirdiler.
Hani De Natura Rerum? Hani Paradise Lost? Hani ilim tarihinde devirler açan The Origin of the Species? Hani milyonların mukaddes kitap tanıdığı Das Capital?
Cemil Meriç, Kemal Tahir yolunda. Osmanlıyı müdafaa ediyor ama Marksizme karşı kesin cephe almıyor. Bizim Osmanlıya bakışımız da ondan farklı. Benim için Osmanlı "aşılmış bir merhale"dir. Büyüktür, muhteşemdir, güzeldir ama "aşılmış"tır. Bir daha geri gelmez. Tarihin hiçbir ânı geri gelmez. Tarihi bilmek bana güven verir. Fakat Topkapı sarayında yaşayamam.
Sayfa 158 - Mehmet Çınarlı, Mektuplar XI - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Cemil Meriç tezatlarıyla meşhurdur, ve bir düşünür için vehamet arzetse bile, bu bir sanatçı (!) için aslâ esaslı bir zaaf olarak görülemez. Meriç, kelimenin tam anlamıyla bir renk kakofonisi veya bir arapsaçı da değildi; zira insaflıca bakılacak olursa, onun -hoşumuza gitsin gitmesin- takipçisi olduğu değişmez sâbiteleri vardı.
Hepsinden önemlisi, "Çok aldandım ama hiç aldatmadım" diyecek kadar ısrarla ve içtenlikle savunduğu insanî değerlere sahipti.