Yoksa o an bana yalnızlığımın aşkın gözlerine ne kadar garip görüneceğinin dersini mi veriyor, aynı zamanda da bana, aşkı karşılamada ne kadar yeteneksiz olduğumu mu anlatıyordu?
Neden her şeyi bozmaya, her şeyi değiştirmeye, her şeyi geçiciliğe havale etmeye vazifelendirilmişiz böyle? Bu zevksiz görev, bütün dünyanın''hayat'' diye tanımladığı şey miydi?