Islâm'ın ideolojik olmadığını, ideolojinin Batı'da geliştiği için İslâm bünyesine uymadığını iddia etmek bile ideolojilerle bir hesaplaşmayı gerektirmektedir.
Eğer bir Müslüman bir sözü olduğunu iddia ediyorsa, onun salt tribünlerden sahada oynanan maçı yorumlamak gibi bir lüksü yoktur, bizzat saha içinde olması gerekir.
"İdeolojiler bu dünyada bir dünya cenneti kurmayı hayal ederken, dinlerin böyle bir iddiası yoktur. Dinler için esas hesap günü, gerçek cennet ya da insanın istek ve arzularına en uygun dünya, başka bir alemde zuhur edecektir."
İdeolojiler insana ve siyasal nizama dair birtakım iddia ve tezlere sahip olsa da bunlar bilimsel anlamda ispat edilebilirlikten yoksun. dur. Bilim daha çok deney ve gözlem gibi metotları kullanır ve bilimsel çıktılar yanlışlanana, aksi ispat edilene kadar ilmi bir hakikat değeri taşır. Oysa ideolojiler birtakım yorum ve spekülasyonlara dayanır. İnsan doğasının ne olduğu ve bu doğaya uygun olarak en iyi siyasal ve toplumsal düzenin nasıl olması gerektiğine dair birtakım görüşleri ihtiva eder. Çogunlukla da geçmişten çok şimdiki ve gelecek zamana dair değerlendirmeleri, iddiaları ve öngörüleri vardır. Bu öngörüler Marksizm?'de olduğu gibi yanlışlansa da kendi içinde bütünlüklü bir fikir demeti oluşturur.
Kapitalist sistem sınıf farkları keskinleştikçe, işçi sınıfı daha fazla sömürülüp üretilenleri de tüketemez hale gelince devrimin patlak vermesi kaçınılmazdır.