Kitapdaşlar, yoldaşlar, Romalılar, kendini nereli ve kim gibi hissediyorsa oralı olmayı başarmış sevgili arkadaşlar;
Ferzan Özpetek’in Bir nefes gibi adlı kitabını bitirmiş bulunuyorum.... (alkış efekti)
Kitap, 50 (elli) yıldır birbirleri ile görüşmeyen iki kız kardeşin arasında ki sır perdesini aralıyor (!) Adele’nin (abla olan) ağzından, Elsa’nın ise mektuplarından gerçeği öğreniyoruz...
Kitabın dili oldukça sade ve anlaşılır. Kurgu ise güzel ama tahmin edilebilirliği çok yüksek ki ben tahmin ettim ilk başlarda ve bu yüzden kitap, bir nefes gibi sayfaları çevirttirmedi bana ve kitabın sonunda da “ee yani” deyip kaldım.
Ayrıca kitapta gereksiz karakterler kadar kurgunun içine yedirilmiş zoraki diyaloklar ve sahneler de vardı.
Eminim aynı zamanda yönetmen olan Ferzan abimiz romanını senaryoya dökse ve filmini çekse o sahneleri atardı.(Çünkü aklın yolu bir.) Yalnız film olsa gerçekten güzel olur. Şöyle güzel işlenmiş flashback sahneleriyle... (Sinema değil ama tv filmi)
Alıntımızı da şöyle bırakalım
… hayat bir nefes gibi akıp gidiyor. Ve geride yalnızca, isteyip de yapamadıklarımızın özlemiyle, bizi biz yapan tüm yaşanmışlıkların farkındalığı kalıyor.