"Ve Guille geldi. Sesini ilk duyduğumuzda bir şeyler oldu. Belki de onun gibi bir çocukla tanışmaya ihtiyacımız vardı. Belki de bizler büyüyüp korumacı yetişkinler olabilmek için savunmasız, sessiz, kendini gizleyen, masum bir çocuk arıyorduk. Ama öyle olmadı." Kitabın son sayfasına eklediği nota böyle başlıyor yayınevi. Yazar bize öğretilen, ezberlediğimiz ebeveynlik rollerimizi sade bir dil ve ona eşlik eden cok güçlü bir kurguyla sorgulatıyor. Bunu kimi zaman çocuğun, kimi zaman babanın, kimi zamanda dışardan bir gözlemci olan rehber öğretmenin bakış açısıyla sunması hikayeden hiç kopmamanızı sağlıyor. Gerçeği kabullenmenin, acıya dayanmanın zorluğunu içinize işleyerek hissettiriyor. Gerçeklerin kabul edilmeye başlandığı yerde hikaye, çocuğunuzun olmasını istediğiniz şekliyle değil, onu olduğu gibi tanımanızın, sevmenizin ve yanında olmanızın gücünü muhteşem bir finalle veriyor.
Kitap bir gençlik edebiyatı eseri olsa da yetişkinlerin daha cok etkilenerek okuyacaklarına inanıyorum. Keşke yazarın bu kitaptan başka eserleri de dilimize çevrilse.
