Bir Ömür Böyle Geçti

Faruk Nafiz Çamlıbel
Ruhumda dört mevsim birden çağlar..
“Benliğimde zamanla değişen bir cihan var, Benzemiyor bir ânı bir ânına ruhumun…”
Reklam
“Sen bize nisandan kalma bir şarkı Ve temmuz koncası bir pembe güldün…”
Anlatmak üzere yazıp..
“Tesadüf ümidinin bittiği müthiş anda Dudağa kanla çizmek yeniden tebessümü..”
Hırs..
“Geniş kanatlarım da gösteriyor ki Rabbim, Ben bir dağdan bir dağa konmak için doğmuşum. Hangi uzak yıldızı özlemiş olsa kalbim Ben onu bir pençede avlayacak kuşum…”
Reklam
“Bir kanat çırpıntısı duymak için başımda Gökte meleklerimi taşlamadım kuş diye, Size tattırmak için hasreti gözyaşımda Yârdan mı ayrılmadım beni unutmuş diye…”
Sırtında bir tüy gibi taşı taştan yükünü, Görmesinler belinin, sakın, büküldüğünü…
Sevda başımda ateş, gurbet içimde düğüm… Yangından çıkan eşya gibi kırık, döküğüm. Fakat bunlar değildir uğruna yaş döktüğüm: Yanarım benden evvel can veren eserime.
Bendedir gülleri açmaz bahçeler, Üstünde kuş uçmaz bağlar bendedir. O coşkun gönül, ki durmadan eser, O göz, ki durmadan çağlar, bendedir.
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
Buldum ömrüm zevkini ye'si terennümde ben, Duymadığım hasreti yazmadım ömrümde ben. İnlediğim kederler, döktüğüm gözyaşları, Ruhumu böyle dağ da gezdiren yoldaşları Kimi etmiştir beni bir şair etmemişse? İlhamın ufukları hayalimden genişse Hangi fani, hangi ruh ermiş o sırra bilsem? Kime derler, sorarım, ben de şair değilsem?
Sayfa 177Kitabı okudu
Ne şair yaş döker ne aşık ağlar, Tarihe karıştı eski sevdalar. Beyhude seslenir, beyhude çağlar, Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi…
Sayfa 176Kitabı okudu
Derinden derine irmaklar ağlar, Uzaktan uzağa coban çeşmesi, Ey suyun sesinden anlıyan bağlar, Ne söyler su dağa çoban çeşmesi.
Sayfa 175Kitabı okudu
Aşkımız bir güneştir her çiçeğe renk veren Her kuşa ahenk veren o tılsımdır o hızdır Bir yüzü bin güzelden daha üstün gösteren Bir güle bir bahçeyi nekşeden aşkımızdır
Sayfa 168Kitabı okudu