Kitap 50 sayfa dahi olsa onu 3 günden aşağı okumayı sevmiyorum. 3 günden kısa sürede okusam yazarın emeğine haksızlık etmişim gibi düşünüyorum. 160 sayfalık bu biyografik eser birkaç saati alırdı belki ama ben yine 3 günde bitirmeyi istedim. Ahh diyorum, ahhh! Avrupa özentisi, Avrupa sevdalısı özenti aileler! Kitap kendini o kadar iyi açıklıyor ki, yazar kendini o kadar güzel ifade etmiş ki, benim ekseriyette bir yorum yapmama gerek yok. Kitapta birçok yazar ve senarist tanıyorsunuz. Bu eser herkesin kütüphanesinde kesinlikle yer almalı. Okuduğunuz zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Kendimden bir yorum değil de, yazarın içinde bulunduğu o buhranlı ve kör hayata dair yaptığı açıklamaları sayfa numaralarıyla paylaşacağım. Ben değil yazar özetlesin bu sefer 🤚
Insanın ergenlik çağı ve ilk gençlik yılları, varoluşuna sebep aradığı yıllar... Habire felsefe kitapları arasında kendimi arıyorum. Her okuduğum kitap, biraz daha aklımı karıştırıyor ve buhranımı artırıyor. Çocukluğumdan gelen sevgisizlik, ailemdeki iletişimsizlik, kişiliğimde büyük girdaplar, gedikler açmış... (Sayfa: 68)
Anne ve babamın kuşağı, çift kimlikli veya parçalanmış kimliklerle dolaşıyorlar; işte annem bir tarafta geleneğe bağlı, bir tarafta Batıyı idealize ediyor; ama arkadan gelen bana, geleneğe ait hiçbir şey verilmiyor... Dolayısıyla Ayşe Şasa ve onun gibiler serada yetişmiş bir bitki gibi Batı mahsulü özel aşılarla, özel ilaçlarla yetiştiriliyor. (Sayfa:24)
Sera bitkisi yetiştirme misyonu, Allah'ın ismini Gott şeklinde öğretmekle başlıyor... (Sayfa:46)