"Belki de bazı rüyalar hiç gerçeğe dönüşmemelidir. Gerçeğe dönüştüğünde rüya olmasını dilememek için."
Bir yazar olan Rüya Alaca, arkadaşlarıyla birlikte rastgele seçtikleri birine mail atarlar. Maile beklenmedik bir yanıt geldiğindeyse Rüya, kendini Çağrı Akarslan'ın karşısında buluverir. Bir yanlış anlaşılma sonucu bir araya gelen iki kişinin kaderi, Çağrı'nın otizmli kardeşi Erdem'in Rüya'ya olan hayranlığıyla bağlanmaya başlar.
Bir Rüyanın Peşinden, baskısına hayran kaldığım bir kitap oldu. Özellikle ayracı kesinlikle çok orijinal, müthişti. Kitap için başlıca söyleyeceğim ilk şey, çok hızlı okunduğu yönünde olacak. Yazarın dolambaçsız, yalın ama tadında betimlemeli bir dili olmasıyla 680 sayfalık tuğla gibi kitap iki oturuşta bitti. Kitap boyunca en sevdiğim kişi kesinlikle Erdem'di. Otizmli bir karakter olarak işlenen Erdem'in konuşmaları, zekası çok güzel bir şekilde yansıtılmıştı ki psikolojisine de hakim olabiliyorduk konuşmaları sayesinde. Rüya ya da Çağrı'nın favorim olduğunu söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Zira ikisinin de tutarsızlıkları beni deli etmeye yetti kitap boyunca.. Olaylar tahmin edilebilir bir şekilde ilerlese de okuması çok keyifliydi. İlk kitapta kalan sırlar ise ikincisine olan merakımı arttırdı.
Siz de keyifle, hızlı okuyabileceğiniz bir kitap arıyorsanız Bir Rüyanın Peşinden'e bakmanızı öneririm.