Temiz çamaşırların kokusu, yaprakların arasından süzülen güneş ışığı, arkadaşlarla akşam yemekleri, cama vuran yağmur damlalarının tıpırtısı. Bunlar zor bir zamanın üstesinden gelmenize yeterdi.
Sonra onu öptü Earl. Bu Finny'nin ilk öpücüğüydü; Earl'ün dudaklarının dilinin üstünde parçalanan ılık bir meyve gibi olduğunu hissetti.
"Seni seviyorum" dedi Earl.
"Ben de seni seviyorum" dedi Finny.