Benim için şiir edebiyatın büyülü sözcüğü, sözlerin isyanı demektir. Sayfalarca yazarak anlatmak istediğinizi anlatabilirsiniz ama; bir sözcüğe bin anlamı sığdırıp pek çok hissi okuyana geçirebilmek çok özel bir yetenek diye düşünürüm. Okuduğumda kalbimde bir ritim oluşturan her şiir bende yerini bulmuş demektir. Sevgili Furkan Güreci’nin yayınladığı bu ilk şiir kitabında ben ;
“Avucumun içini doldurmayacak başlarına dipçiklerle vuruldu evlatlarımın.
General Ratko Mladiç gözlerine baktı
Nohut tanesi burnuna baktı Bosnalı çocuğun
Gözünü kırpmadan çekti tetiği.
Elleri titremeden.
Acımadı,
Acımazlar…” dediği anda Bosna’da savaş kurbanı olan çocuklarla göz göze geldim,
“Niye susuyorsun Rachel
İşitmiyor musun beni?
Niye sırtını çevirdin bana?
Secde etmedim ki ben dört yıldızlı bayrağa!
Dayanamam ezilmene
Dayanamam yıkılmana
Tekerleri çamurlu, zift bağlamış çamurun altında.” Dediği anda Gazze’de Filistin halkına ait olan evleri yıkmak için gelen İsrail buldozerinin önüne yatarak paletlerin altında kalıp can veren Rachel için yaşla doldurdum gözlerimi…
“Dünyanın bütün barış çiçeklerini toplasam
Kavgasını verdiğim ekmeği tüm dünya çocuklarına eşitçe böler misin?” Dediği satırları okuduğum anda ise dünya üzerinde yaşatılan tüm zülümlere çektim isyan bayrağımı!
Beni bir duygudan diğerine sürükleyen her bir şiirin ve emeğin için yüreğine sağlık.
Başarıların daim, şiirlerin bizimle olsun.