Bir Şeftali Bin Şeftali

Samed Behrengi
Para uğruna köylüleri kendine düşman eden, zengin bir adamın uşaklığını yapan bahçıvan eline düşmüştüm ya buna çok üzülüyordum.
Reklam
Fırsatını bulan her şeftali gelişir, büyür ve olgunlaşır, bol sulu olur. Ama tembellik edip de kurtlara aldanan, onlara derilerine, etlerine, hatta çekirdeklerine kadar girme izni veren şeftaliler gelişemez.
Hepsi bizim suçumuz; burada elimiz kolumuz bağlı öylece oturmuş, ağanın gözümüzün önünde köyü soymasını izliyoruz.
İçindeki hayatın filizi dışarı çıkmak istiyor. Bekletme onu.
Reklam
Her şey saniye saniye değişiyordu. Bu değişimler üst üste gelince ve belirli bir aşamaya varınca artık bunun o eski şey olmadığını, bambaşka bir şey olduğunu hissederiz.
O günden beri ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Bahçıvan bir türlü benden meyve alamadı. Bundan sonra da alamayacak. Ben ona itaat etmiyorum. Șimdi aklı sıra beni korkutmaya, testereyle kesmeye, yıldırmaya çalışıyor.
"Günün birinde birisi güneşi gücendirirse ve güneş de bize küserse ne olurdu halimiz o zaman?"
Ben ona itaat etmiyorum. Şimdi aklı sıra beni korkutmaya, testereyle kesmeye, yıldırmaya çalışıyor.
Reklam
Bağ o kadar büyük ve ağaçlıktı ki bir ucundan dürbünle baksan, öbür ucunu göremezdin.
Pulad: - Biliyor musun Sahibali, ya bu bağ köyün malı olur ya da bütün ağaçları yakarım. Sahibali: - Birlikte yakalım. Pulad: - Yakmazsak şerefsiziz.
Resim