Bir Sürgünün Anıları

Aziz Nesin

Featured Bir Sürgünün Anıları Posts

You can find Featured Bir Sürgünün Anıları books, featured Bir Sürgünün Anıları quotes and quotes, featured Bir Sürgünün Anıları authors, featured Bir Sürgünün Anıları reviews and reviews on 1000Kitap.
- Anlamadık ki necisin? Hırsız değilim diyorsun, yankesici değilim diyorsun, kaçakçı değilim diyorsun... - Yazarım. Bir sessizlik oldu. Sonra, - Sen sürgünsün, değil mi? dedi. - Evet, dedim. - Pekâlâ. Nerde kalacaksın? Burda kalacağın bir ev var mı? - Hayır, otelde kalacağım. - Her akşam karakola gelip imza vereceksin. Şimdi bir memurla birlikte git, kalacağın oteli göster. Karakoldan çıkarken komiser, - İyi ki fazla okumamışım, yoksa benim de başım belaya girerdi, dedi. Bir polis memuru, - Her şeyin fazlası fazladır komiserim! dedi. Herbişey kararında olmalı.
Sayfa 25 - Nesin Yayıncılık
Kimi zaman zor durumlardaki tanımadığım kişilere yapmaya çalıştığım iyilikleri, yakınlarım bile enayilik diye nitelerler. Oysa ben, bana yapılmış o ödenmez iyiliklerin altında ezilmemek için, başka birilerine iyilik yapmaya çalışırım, enayiliğimden değil...
Reklam
Nerde okuduğumu şimdi ansıyamıyorum, büyük tiyatrocu Stanislavski anılarında Tolstoy’la ilk karşılaşmasını anlatır. Stanislavski, o zaman dünyada pek ünlü olan bir oyunu sahneye koymaktaymış. Arkadaşlarıyla lokantaya gitmişler. Yemek yerlerken Tolstoy lokantadan içeri girince Stanislavski pek sevinmiş. Tolstoy’un büyük ününün dünyayı sardığı ve sarstığı sıralar... Hemen yanına gidip kendisini tanıttıktan sonra Tolstoy’u masalarına çağırmış. Tolstoy da, adını duyduğu Stanislavski’nin masasına gelmiş. Yemek sırasında, Tolstoy, Stanislavski’ye o sıra neler yaptığını sormuş. Stanislavski de, sahneye koymakta olduğu oyunun adını söylemiş. Öyle tanınmış bir oyun ki, yalnız yazarlar, sanatçılar değil, her aydın o oyunu biliyor. Diyelim günümüzde Beckett’in “Godot’yu Beklerken” adlı oyunu gibi bir oyun. Tolstoy, “Yaa, hiç duymadım o oyunu...” demiş. Bu olayı anlattıktan sonra Stanislavski aşağı yukarı şöyle diyor: “Bu kadar büyük bir cehaleti, ancak Tolstoy kadar büyük bir insan hiç sıkılmadan itiraf edebilir.”
Bizden sonraki nesillere ipotek edilmiş yarı müstemleke bir vatan bırakmaktansa, her türlü kahrı hayatımız boyunca çekmeye razıyız. Kaldı ki böyle bir kahra katlanmaya da mecburiyetimiz yoktur. Bu millet ve bu memleket, bu kudrette insanlara muhtaçtır. Hak ve adalet üstüne müstenid [dayanan] bir sosyal nizam kurulmadıkça, yurdun menfaatleri milletin müşterek malı olmadıkça, dün Almanlara, bugün İngilizlere veya Amerikalılara, yarın da bilmemkimlere avuç açmaya mecbur kalırız.
Sayfa 203 - Nereye Gidiyoruz? ( Broşürün Tam Metni)Kitabı okudu
Kimi zaman zor durumlardaki tanımadığım kişilere yapmaya çalıştığım iyilikleri, yakınlarım bile enayilik olarak nitelikler. Oysa ben, bana yapılmış o ödenmez iyiliklerin altında ezilmemek için, başka birilerine iyilik yapmaya çalışırım, enayiliğimden değil...
Akıl vermeye bayılırız. Karşımıza biri çıksın da, aman şuna iyi bir akıl verelim diye, yolları gözleriz. Akıl vermeden yana bizim kadar cömert insan var mı?
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.