Mesnevi Bahçesinden

Bir Testi Su

Osman Nuri Topbaş

Sayfa Sayısına Göre Bir Testi Su Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Bir Testi Su sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Bir Testi Su kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan hayatı...
▪︎ İnsan hayatı, bir annenin ıztırâbı, kendisinin ise ağlaması ile başlar. En nihâyet, bedenden soyundurularak ebedi yolculuğa çıkartılır. Onun gelişinde de gidişinde de, ıztırap hâkimdir. ▪︎ Bu geliş ve gidiş arasına gönül gözü ile bakılırsa, hayat, sonsuz elemler, hüsranlar, ıztırap verici hâller ve boş hevâlarla doludur. Yalnız, gaflet gömleğini yırtıp, geldiği âlemin hakikatlerine vâkıf olan büyük ruhlar için hayat, bir imtihan; ölüm ise bir şeb-i arûs, yani bir vuslattır. Hazret-i Mevlânâ hayat boyu, bu vuslat ânını büyük bir iştiyak ile beklemiştir. ▪︎ Fani olan hayat sahnesinde gerçekleşen nefsâni başarılar, deniz kenarında oynayan çocukların gelecek bir dalga ile yok olmaya mahkûm, kumdan yapılmış evleri oyuncakları kabilindendir.
Sayfa 403 - BEYANKitabı okudu
Gönül Kâbe'sini Tavâf Et..!
Mesnevisinde Hz Mevlana buyurur: " Eğer senin gönlün varsa gönül Kâbe'sini tavâf et. Topraktan yapılmış sandığın Kâbe'nin mânâsı gönüldür." " Cenabı Hak, görünen ve bilinen sûret Kâbe'sini tavâf etmeyi, kirliliklerden temizlenmiş, arınmış bir gönül Kâbe'si elde edesin diye sana farz kılmıştır." ▪︎Dertli Yûnus'umuz da şöyle der: Gönül Çalab'ın tahtı, Çalap gönüle baktı. İki cihan bedbahtı, Kim gönül yıkar ise... ▪︎ Bir başka kıt'asında da şöyle söyler: Yûnus Emre der hoca Gerekse var bin hacca. Hepisinden eyice, Bir gönüle girmektir! ▪︎Müslümanların kalbi ve nabzı tek bir insanın nabzı ve kalbi gibi olmalıdır
Sayfa 410 - BEYANKitabı okudu
Reklam
" Dost Dostun Aynasıdır " ( aynanı temiz tut)
● Hazret-i Mevlânâ bu konuyu izah ederken şöyle buyurur: " Kuş ancak kendi cinsiyle uçar. Kendi cinsinden olmayanlarla görüşmek, âdeta mezara girmek gibidir." " Her cins, kendi cinsini çekerken, zarif bir ceylan, eşek ve öküzlerin içinde nasıl yaşayabilir?.." ● Bütün beraberlikler, müşterek dünyaların müşterek fikir ve anlayışları çerçevesinde tahakkuk eder. Birbirine zıt âlemlerde yaşayanlar, mecbûri olarak bile bir araya gelseler, ölümden daha acı ıstıraplar içinde kıvranırlar. ● Nitekim âyet-i kerimede buyrulur: " İyiler iyiler için, kötüler de kötüler içindir..." (en-Nûr, 26) ● İmâm-ı Gazâli Hazretleri, bu gerçeği ifade etmek üzere, sadece hastalıkların ve mikropların değil, hallerin, ahlâk ve huyların da sirayetlerine işâret etmekte, iyilerle beraber olana iyilik, kötülerle beraber olana da kötülük yansıyacağını belirtmektedir. ● Nitekim hadîs-i şerifte buyrulur: " İyi arkadaşla kötü arkadaşın misâli, misk taşıyanla, (demirci dükkanında) körük çeken insanlar gibidir. Misk sahibi, ya sana kokusundan verir veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince, ya elbiseni yakar, yahud da sen onun pis kokusunu alırsın!.." ● Halk ağzında darb-ı mesel hâline gelen "Kör ile yatan şaşı kalkar." ifadesi, bu hakikati terennüm eder. Çünkü enerjik karakterlerde sirâyet özelliği vardır.
Sayfa 421 - BEYANKitabı okudu
Hazret-i Mevlânâ -kuddise sirruh-'tan
"Rabb'im! Eğer Sen'in merhametini yalnız sâlihlerin ümid etmesi gerekiyorsa, mücrimler kime gidip sığınsınlar?.. Ey ulu Allah'ım! Eğer Sen yalnız has kullarını kabul ediyorsan, mücrimler kime gidip sığınsınlar?.. (Muhakkak ki Sen, merhametlilerin en merhametlisisin!..)"
Sayfa 5 - Erkam Yayınları
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurur: "... Hiç şüphe yoktur ki (gerçek) âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler (ise), ne dinarı, ne de dirhemi mîrâs bırakmışlardır. Onlar mîrâs olarak ilmi bırakmışlardır. Kim o ilmi alırsa, çok büyük bir nasîbi almış olur." (Tirmizi, Ebû Dâvûd)
Sayfa 5 - ERKAM YAYINLARIKitabı okudu
Kadir Mısıroğlu'dan Kitabın Takdimi
Değerli okuyucu! Kelâma dönüştürülüp satıra geçirilmiş olan his ve fikirler, en hoyratından en kadirşinasına kadar -çoğu meçhul- yığınla muhâtabın eline verilmiş bir demet çiçek gibidir. İdrâk, iz'ân, tefekkür, tahassüs ve tefeyyüze istîdatları çok muhtelif olan bu muhâtapların, onunla ünsiyetlerinin şekil ve seviyesini önceden edebilmek asla mümkün değildir. Bu gerçek, satırlarla nakledilenin vasıfları nisbetinde bir ehemmiyet arz eder. Tonlarla taş ve kayanın bir bataklığa doldurulması karşısında lâkayd kalınırken, bir gram altının yere düşmesi halinde feverân etmeyecek bir vicdan ve iz'ân tasavvur olunamaz! İşte bu sebepledir ki; bir kısım âlî gerçekler, harcıâlem lafızların dar kalıplarına asla sığdırılamayacağından, bunlar, kendilerine lutfedilmiş olanların dışındaki herkes için mutlak bir meçhuldürler. Böyle gerçeklerin müstesnâ fitratlar arasındaki intikâli ise, bir mânevî şerâre ile sadırdan sadıradır. Lâkin, havâs-avâm bütün insanların bir hatt-ı munfasılında, onların dünyâ ve âhiretlerini mâmur edecek nasihatlerde bulunmak da, büyük nasip sahiplerinin asla vazgeçemedikleri müşterek ve an'anevî bir tavırdır! Bu, onların, idrâkleri arz olunana inhisâr ettirerek, "Bir Testi Su" ile edeben setredilen okyanusa âit tahmin, tasavvur ve tecessüsü önlemenin bir îcâbı olduğu gibi, aynı zamanda nâil oldukları yüce nasîbin bir zekâtı veya tahdîs nişânesidir!..
Sayfa 7 - Erkam Yayınları
Reklam
333 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.