Ufkun, renksiz, değişken, sınırlanması imkansız ufkun bir yerlerinde bir yerlerinde bir saldırı başlıyor. Zihnin bir yerlerinde bir saldırı başlıyor, bedende ise giderek artan bir rahatsızlık, daha önceki hiçbirinin anısına indirgenemez cinsten, kendi üslubunu arayan bir rahatsızlık. Halbuki, halbuki, gökyüzü dupduru ve mavi, öyle olduğunu kabul edelim. Hala öyle. Elbette tesadüfi bir aydınlıktı sadece, ruh halindeki bir değişimin kusursuz bir yanılmasıydı ve eskilerden gelen ani bir kendinden hoşnutluğun etkisi altında ortaya çıktı, çeşitli yorgunlukların ve yorgunluğun, bu gecenin etkisi altında. Belki de?