…
Ben, bir şeyi, hiç mi hiç, "az" sevemedim!
Hele "orta" hiç sevemedim.
Hep çok sevdim...
Arkadaşlarımı da çok severim.
Yeryüzüne biterim.
Eve portakal aldığımda kasayla alırım.
Dayanamayanlar çürür.
Ben bir şeyi hiç mi hiç az sevemedim, hele orta hiç sevemedim, hep çok sevdim. Arkadaşlarımı da çok severim. Yeryüzüne biterim. Eve portakal aldığımda kasayla alırım, dayanamayanlar çürür.
2020 yılında daha planlı okuma yapmayı amaçlıyorum. Bunun için belirlediğim birkaç yazarın kitaplarını bitirmeyi hedefliyorum. Her ay oluşturduğum listedeki kitapları bitirerek yeni kitaplar, üsluplar, fikirler ve kurgular keşfederim umarım. Listeyi tek tür kitaplardan kurmak yerine farkl i türde, ideolojide ve konuda eserlerle süsledim ki bütünsel bir gelişim edineyim. Hem hedefimi ne kadar tutturacagimi da görmüş olurum böylece. Herkese bol okumalı, öğrenmeli bir yol dilerim...
İnsan için tek korunak kendi emeği olabilecektir: Büyük Sorgu Gününde.
Dışımızdaki tüm güçler korunağımızı yıkmak için uğraşsa da, insan gene de yaratılışındaki olağanüstü bilgelikle korumasını bilecektir korunağını: tek değerin emek olduğunu yani, bir gün mutlaka.
Nuri Pakdil
“Erenköy istasyonundaki görkemli çınara alışmaya çalışıyorum: tüm inananların direnci de böyle; köklü, damıtılmış özsuyu toplayarak, geçer insandan insana bir akım; insancıl bir dik kafalılık.”
Erkenden kalkıldı mı önünde yürünüyor gün'ün. Zaman size egemen olacağı yerde, siz egemen oluyorsunuz ona. Bir duygu da olsa bu, en azından güzel değil midir bu da?
Nuri Pakdil
"Bir Yazarın Notları" eserinde Pakdil,
"Büyüdüm, çeşmeler de aktı yanımda. Şimdi bakıyorum, kimi kurumuş, çok az su akıyor kiminden de. Her çeşme bir kent oldu yanı başımda. Nerede bir çeşme görsem, suyu akıyorsa, Maraş'ın manevi görüntüsü süzülmektedir."
Bizim uygarlığımız gün doğmadan kalkma, güneşle birlikte doğayı gözetleme, doğayı algılamaya çalışma uygarlığı değil midir?
Erken uyananlarımızla doludur Tarihimiz:
Atalarımız, onların da ataları erken kalkarlardı. Unutulur mu hiç, Maraş'taki evimizde erkenden kalkılırdı, gün doğmadan kalkılırdı.
Nuri Pakdil