‘’Amcasının çukurdan çıktığını gören Yaşar, kamyonu durdurup yanına geldi. Bir lahitti. Üzerinde daha önce hiç de rast gelmedikleri farklı bir alfabeyle yazılmış yazılar ve sıçarmış gibi bir ifadeye bürünmüş değişik yüzde insanlar vardı. Yaşar’ın hafif tırsması yerini şiddetli bir korkuya bıraktı. Bok vardı çünkü elin kayasını yerinden oynatacak, hem de bu saçmasapan işi yarı sarhoş yarı ayık bir kafayla yapacak. Serhat’sa korku hariç her türlü duyguyu barındırıyordu hafiften uyuşuk kafasında. Bal pörsüğü gibiydi şerefsiz.’’
Canlı ve gencecik bir ses var karşımızda; Samet.
Konudan konuya atlayarak farklı insanların ortak
geçmişini anlatıyor bu ilk kitabında. Mahcup dilini
renkli bir anlatımla harmanlayıp tebessüm etmeye
çalışıyor okuruna.