Proudhon, Marx, Stirner ve Durkheim üzerinden bireyselliğin yapısı ve doğası üzerine karşılaştırmalı analizlerin yer aldığı ve günümüzün bireyselci dünyanın anlamlandırılması adına hazırlanmış ama biraz da dar kalıplar arasında kalmış olan kısacık kitap.
Kitap boyunca iki soru üzerinden tartışma konusu ilerliyor aslında. Bunlar;
- İnsan toplumsal bir varlık mıdır? Narsist bir varlık mıdır?
- Birey-toplum ilişkisi senteze mi dayalıdır? Gerilim/çatışma ilişkisine mi?
Bu iki soru etrafında İsmi geçen düşünürlerin görüşleri kadar birbirlerine karşı ortaya koymuş oldukları eleştirilere de yer verilmiş. Marx, Stiner'in narsist bireycilik görüşünü sert bir şekilde eleştirirken, Stiner'ın, Marx'ın sentez tekniği yerine gerilim/çatışma tekniğini koyması günümüzü daha doğru analiz etmeyi sağlamıştır. Durkheim toplumsal varlık olan bireyi önemserken Marx'a ters düştüğü alt konu başlıkları da vardır. Proudhon ise bambaşka bir alemde birey toplum ilişkisini ele alır ve mülkiyet karşıtlığıyla tüm bireyci ve narsist analizleri yadsıyarak insanın toplumsallık potasında eritildiği bir görüşü savunur. Ancak Marx'ın totaliterizm'in mülkiyeti konusundaki sözlerine binaen bireyci mülkiyetin devlet totaliterizm'ini dengeleyici özelliğini sonrasında kabul etmiştir.
Her ne kadar konu bireysellik etrafında dönüp durmuş olsa da bu dar kapsamlı tutulmuş konu günümüzün güncel sorunlarından biridir. Bu anlamda güncelliğini korumaktadır. Kuram severler için ideal bir kitap. Keyifli okumalar dilerim.