Hastalıkta ebeveynlerin davranışı- özellikle hastalık ağırlaştığı zaman - çocuk tarafından dikkatle izlenir. Çocuğun, raşitizma, boğmaca, kızıl, grip, v.b... gibi hastalıkları, hastalığı süresince ebeveynlerinin ihtiyatsızca gösterdiği üzüntülü davranışlar, hastalığı, olduğundan daha da kötü göstermekle kalmaz, şımartılmak alışkanlığını da oluşturur. Böylelikle çocuğu hastalıklı yapabilirler. Bu çocuklar hastalık hatıralarını ömürleri boyunca devam ettirebilirler.
Sinirlenme derecesi, okula karşı duyulan isteksizliğin aldığı şekil, yalnız kalma tarzı, ilgisizlik ve dikkatsizlik, geç gelmek, karışıklık yapmaya çalışmak, okuldan kaçmak eğilimi, sürekli olarak okul eşyalarını kaybetmek, ödevleri yapacak yerde zaman harcamak gibi okulun istemediği davranışlar işbirliği yetersizliğini gösterirler. Bu haller kuvvetli bir aşağılık duygusundan meydana gelir.
Freud'un Ödip Kompleksi dediği ve ruh gelişmesinin tabii temeli gibi saydığı şey; sadece önlenmemiş arzular karşısında müdafaasız bir oyuncak gibi şımartılmış çocuğun hayatının çok sayıdaki belirtilerinden biridir.