You can find Bireysellik ve Kültür books, Bireysellik ve Kültür quotes and quotes, Bireysellik ve Kültür authors, Bireysellik ve Kültür reviews and reviews on 1000Kitap.
Toplum eşitsiz unsurlardan oluşan bir yapıdır. Demokratik ya da sosyalist çabaların yöneldikleri —ve kısmen de elde ettikleri— "eşitlik". aslında insanlar, işlevler veya konumlar arasındaki bir eşdeğeriiktir. Doğalarının, hayat içeriklerinin ve yazgılarının farklılığı yüzünden insanlarda eşitlik imkânsızdır. Öte yandan, büyük şark despotizmlerin de gördüğümüz türden köleleştirilmiş bir kitle içinde herkesin diğer herkesle eşitliği, yalnızca varoluşun belli veçheleri için, örneğin siyasi ya da ekonomik veçheleri için geçerlidir. kişiliğin tamamı için değil. Zira hem bireyin öz-değerlendirmesindeki hem de başkalarıyla girdiği etkileşimlerdeki biriciklik ve ikameedilemezlik bir yanıyla da doğuştan gelen niteliklere, kişisel ilişkilere ve tayin edici deneyimlere bağlıdır.
İnsan zihninin doğanın kavranışında gösterdiği biçimleyici etki dikkate alınır genellikle. Tarih söz konusu olduğunda ise bu etki bu kadar kolay algılanmaz, zira tarihin malzemesi zihnin ta kendisidir. İnsan zihni tarihi yaratırken, kullandığı kategorilerin bağımsız karakteri ve bunların malzemelerini şekillendirme tarzı doğa biliminde olduğu kadar bariz değildir. Ayrıntılı olarak olmasada ilkesel olarak belirlememiz gereken şey, tarihsel bilginin a priori boyutudur. Tarihyazımımn sadece olayları yeniden ürettiğini, bunu yaparken de olsa olsa niteliksel bir yoğunlaştırma işlemine başvurduğunu düşünen tarihsel gerçekçiliğe karşı. Kant’ı izleyerek. ‘Tarih nasıl mümkün olur?" diye sormanın neden makul bir soru olduğunu göstermemiz gerekir.
Şiirin siluetini çizen, ona biçim veren kaderdir; şiirde biçim ancak kaderin bir görünüşü olabilir. Denemede ise biçimin kendisi kadere dönüşmüştür; burada biçim kaderi yaratan ilkedir... Bu yüzden denemelerin konusu biçimdir. Eleştirmen biçimlerdeki kaderi gözucuyla farkedendir: Onun en derin yaşantısı, biçimlerin dolaysızca ve bilinçsizce hizlediği manevi içeriğe ulaşmaktır... eleştirmenin kaderle yüzleştiği an, şeylerin biçimlere dönüştüğü, biçimin yakınındaki ve uzağındaki tüm duygu ve yaşantıların biçim kazandığı, eriyip biçim içinde yoğunlaştığı andır. Bu ruh ile biçimin, dışsal olanla içsel olanın birleştiği mistik andır... Edebiyat ve sanatın, eleştirinin doğal ve tipik konuları olmasının esas ve en önemli nedeni budu
Cəmiyyətin təbiətinə dair uzun sürən münaqişə vardır. Bir tərəf cəmiyyətin əhəmiyyətini mistik bir şəkildə şişirdir, insan xəyallarının ancaq bir cəmiyyət yolu ilə həyata keçə bildiyini müdafiə edir. O biri tərəf isə cəmiyyətə, ayrı-ayrı insan fərdlərindən ibarət olan gerçəkliklərin cəmini təmin edən mücərrəd bir anlayış gözüylə baxır (eynilə
Eğitim, zihinsel düzeydeki çok göze çarpan farkları ortadan kaldırmaya ve belli bir eşitlik yaratarak, kendi bireysel yeteneklerini geliştirme konusunda onlardan daha önce esirgenmiş olan şansı herkese temin etmeye çalışır. ( 18. Yy dönemi)