Şimdi, boşlukta, ürkmüş bir sessizlik; anlamdan ve biçimden yoksun, durgunluk içinde suskun, ruhun erişemeyeceği tüm nesnelerle ağırlaşmış bir sessizlik.
Ah, orada kendimi yitirmek,
çayırların arasında uzanıp kendimi gökyüzünün sessizliğinde bırakmak; ruhumu boş mavilikle doldurmak, tüm düşünceleri, tüm anıları deniz kazasına uğramışçasına parçalanmaya bırakmak!