“Benim sizin gözünüzdeki gerçekliğim, sizin bana verdiğiniz biçimden ibaret, ama bu yalnızca sizin gerçekliğiniz, benimki değil; diğer yandan sizin benim gözümdeki gerçekliğiniz, benim size verdiğim biçimden ibaret, ama bu yalnızca benim gerçekliğim, sizinki değil; ve benim için tek gerçeklik ise, benim kendime vermeye başladığım biçimden ibaret.”
“... biliyorum. Kötü niyetten değil... Kendinizi benim olmayan, sizin olan bir biçimde tanıyorsunuz, duyurmuyorsunuz, böyle görülmek istiyorsunuz; bir kere daha sizinkinin doğru, benimkinin yanlış olduğuna inanıyorsunuz. Böyledir, yadsımıyorum. Ama sizin bakış açınız benimki, benim bakış açım sizinki olabilir mi...”