Almanlar savaşa taktik açıdan iki önemli silahın üstünlüğü ile başladılar. Yalnızca Almanlar ağır obüsün (topçu silahları) imkanlarını değerlendirdi ve bu silahtan yeterli miktarda temin ettiler. Diğerleri makineli tüfeklerin tam anlamıyla “piyadenin yardımcısı” olduğunu fark etmemiş ve bu hakim ateş gücü kaynağını tam anlamıyla geliştirememişti.
İlk kıvılcım 1908’de Balkanlar’da parladı. Bulgaristan, Türkiye’deki devrimden, Türk hükümranlığından kurtulmak suretiyle yararlandı ve Avusturya 1879 yılından bu yana idaresi altında bulunan Bosna ve Hersek vilayetlerini ilhak etti.
Üstelik Türklerin morali o kadar düşüktü ki, genellikle ileri
sürüldüğü gibi, Türk ordusunun olmuş bir erik gibi eline düşmesi için Allenby'nin sadece elini uzatması gerekmişti.