Biyoloji Felsefesi

Elliott Sober

Biyoloji Felsefesi Sözleri ve Alıntıları

Biyoloji Felsefesi sözleri ve alıntılarını, Biyoloji Felsefesi kitap alıntılarını, Biyoloji Felsefesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gen oranlarını tanımlamak genotip oranlarının ne olduğunu belirlemez. Bu nedenle, gen oranları sabit kalsa da genoitp oranları değişebilir.
Sayfa 33 - imge kitabevi, 1.baskı, ağustos 2009
Ne evrim ne de doğal seçilim düşüncesi yeni değilse Darwin'in kuramında yeni olan neydi? Darwin'in yeniliği bu iki düşünceyi birleştirmekti; gözlemlediğimiz yaşam formlarındaki çeşitliliğin neden evrimin sonucu olduğunu doğal seçilimle açıklamaktı.
Sayfa 46 - imge kitabevi, 1.baskı, ağustos 2009
Reklam
Yine de biyolojide hala çözülmemiş problemler var. Gelişim (bireyoluş) konısı yanıtlanmamış sorularla dolu. Tek hücreli bir embriyo, birçok farklı uzmanlaşmış hücreden oluşan bir canlıyı nasıl üretebilir? Bu hücre tipleri organ sistemleri şeklinde nadıl örgütlenirler? Madem şimdilik hiçbir yeterli fizikselci açıklama yok, neden birey oluşsal süreçler hakkında dirimselci bir iddia ortaya atmayalım? Burada akılda tutulması gereken nokta, şu anda fiziksek bir açıklamamız olmamasının, dirimselciliği inandırıcı kılmaya yetmeyeceğidir. Eğer dirimselcilik inandırıcı kılınacaksa, daha doğrudan bir savunma hattı oluşturulmalıdır.
Sayfa 68 - imge kitabevi, 1.baskı, ağustos 2009
Ev­rimciler bazen mutasyon sürecini betimlemek için "rast­lantı" sözcüğünü kullanırlar ama yukarıda kullandığım anlamdan biraz farklı olarak . Mutasyonlar için bazen onların içinde meydana geldikleri canlıya faydalı olmak için oluşmadıklarını belirtmek için "rastlantı" sözcüğü kullanılır. Bir mutajenin -örneğin radyasyon- bir mutas­yona yol açarken başka bir mutajenden daha yüksek bir olasılığa sahip olduğunu açıklayan fiziksel gerekçeler olabilir. "Rastlantısal mutasyon" farklı mutantların ola­sılıklarının aynı olduğu anlamına gelmez.
Eğer bir süreç rastlantısal ise o zaman farklı durum­ların olasılığı aynı (ya da neredeyse aynı) demektir. Adil bir piyangoda çekilişler rastlantısal olduğundan her biletin kazanma şansı aynıdır. Fakat eğer farklı durumla­rın olasılıkları arasında çok büyük bir fark var ise o za­man bu süreç rastlantısal bir süreç değildir. Eğer sigara içiyor, yağlı yiyecekler yiyor ve egzersiz yapmıyorsam, o zaman benim uzun bir hayat yaşama olasılığım bu günahlardan uzak duranlarınkinden düşük olacaktır. Bu­rada kimin yaşayacağının ve kimin öleceğinin belirlen­mesi işi rastlantısal bir iş değildir.
Olabilirlik ilkesi, inanmak için ne kadar kanıta ihtiyacınız olduğunu söylemeye çalışmaz. Bu ilke sadece eldeki kanıtın anlamını değerlendirmek için size bir araç sunar.
Sayfa 84 - imge kitabevi, 1.baskı, ağustos 2009
Reklam
İkicilik için temel zorluk, zihinsel ve bedensel olan arasındaki görünür nedensel etkileşimlerin açıklamasını vermek olmuştur. Örneğin aspirin almak baş ağrısını dindirir ve insanların inanç ve arzualrı bedenlerini harekete geçirebilir. Eğer zihin maddesel değilse, herhangi bir şekilde yer kaplayamaz. Peki, zihin bedensel konumdan yoksunsa, bedenle nasıl nedensel olarak bağlantıı olabilir ki?
Sayfa 69 - imge kitabevi, 1.baskı, ağustos 2009
canlılar tek bir popülasyon içindeki diğer canlılarla rekabet ediyorsa, doğal seçilim bencil canlıları özgeci olanlara tercih eder.bencil bireyler asalaktır; özgecilerin verdiklerinden faydalanırken bunun karşılığında hiçbir bedel ödemezler
Sayfa 199
Darwin'in evrim kuramı, hiçbiri bütünüyle Darwin'e özgü olmayan iki büyük düşünceyi içerir. Bunlardan ilk yaşam ağacı düşüncesidir. Ona özgü olan, bunların birleştirilmesi ve uygulanmasıydı. Bunlardan ilki yaşam ağacı düşüncesidir. Bu düşünceye göre, şu anda dünyada var olan fatklı türlerin ataları ortaktır - örneğin, insan ve şempanze ortak bir atadan türemiştir. Bu düşüncenin en uç biçimi yeryüzündeki yaşamın tek bir ağacı olduğu iddiasıdır.
Sayfa 40 - imge kitabevi, 1.baskı, ağustos 2009
Bilimde, kuramlar arasında seçim yapılan birçok durumda yarışan kuramlar ( kabaca) aynı olgular kümesini  betimlemeyi amaçlar . Birisi daha sonra, kuramlardan  hangisinin en iyi işi çıkardığını görerek değerlendirme  yapar. Tersi durumda, kuramlar farklı sorulara cevap verdiğinde, kuramlar arasında seçim yapmaya gerek yoktur.  Sonuç olarak, Keynesçi ekonominin, levha tektoniğine  tercih edilip edilmeyeceğini sormak saçmadır. Kuramların amaçları farklı olduğundan neden birbirleriyle rekabet etsinler ki?
Reklam
En etkili kitabını Doğal Seçilim Yoluyla Türlerin Kökeni Üzerine olarak adlandırdıysa da Darwin, tür kavramı konusunda sıklıkla kuşkularını dile getirmiştir : "Türler ve alt türler arasında henüz kesin bir ayrım yapılmamıştır" (s. 51) . Daha sonra ''tür teriminin, birbirlerine çok benzeyen bir birey topluluğu için, keyfi bir şekilde sadece kolaylık olun diye kullanıldığını" düşündüğünü söyler (s. 52) . Belki de Darwin'in kitabı için daha az şık ama daha uygun bir isim, Doğal Seçilim Yoluyla Türlerin Gerçek Dışılığı Üzerine olabilirdi.
Kimi aşırı derecede genetikçi olmak ile suçluyor, kimi bunu diyor
sosyobiyoloji yanlışlanamaz  yapısı yüzünden de eleştirilmiş ve sosyobiyologlar da titizlikle test edilmemiş ve muhtemelen test edilemeyecek  uydurma öyküler (just so story) üretmekle suçlanmıştır  (Allen ve diğerleri 1976).
Allen, E. ve diğerleri (1976): Sosyobiyoloji: Bir başka biyolojik belirlenimcilik. A. Caplan (ed. ), Sosyobiyoloji Tartışmasında yeniden basıldı . New York: Harper&Row, 1978.Kitabı okudu
Bazı yaratılışçılar, evrimsel biyolojiyi -aslında genel olarak bilimi- "doğalcılık" adını verdikleri felsefi bir gö­rüşü benimsediklerinden dolayı eleştirmişlerdir (örne­ğin bkz. johnson 1 997). Bu iddiaya göre bilim insanları, doğanın kendi kendine yeten kapalı bir sistem olduğu -yani doğal görüngülerin açıklanmasında Tanrı gibi do­ğaüstü varlıklara başvurulmasına gerek olmadığı- ön­ yargısını taşımaktadırlar. Onlara göre bu, kanıtlarla ya da akıl yürütmelerle desteklenen bir önermeden çok bir felsefi dünya görüşüdür. Buna yanıtım şudur: Bilim, dün­ yanın nasıl olduğuna ilişkin herhangi bir görüşü değil, bir yöntembilimi benimsemiştir. Bilimsel iddialar test edilebilir olmalıdır; eğer doğaüstü varlıklara ilişkin id­dialar da test edilebiliyorsa onları da bilimsel sayarız. Fakat eğer bunlar test edilemiyorsa o zaman bilim in­sanları bunları dikkate almamalıdır. Bunun nedeni söz konusu iddiaların yanlış olması değil, onların bilimsel olarak değerlendirilememesidir.
Üzdü..
Kant , Öklid geometrisinin ve belirlenimcilik  iddiasının a priori doğru olduklarını düşünüyordu. Her ikisine  de hiçbir gözlemin karşı çıkamayacağına inanıyordu.
Dawkins
Eğer Y kromozonunun, örneğin müzik yeteneği ya da örgü  örmeye yatkınlık üzerinde nedensel bir etkisi olsaydı, bu ne  anlama gelirdi? Bu olgu şu anlama gelirdi : Belli bir çevre  içindeki belli bir popülasyonda, kişilerin cinsiyeti hakkında  bilgi sahibi olan bir gözlemci, kişinin müziğe yeteneği hakkında , kişinin cinsiyeti hakkında bilgi sahibi olmayan bir  gözlemciye göre , istatistiksel olarak doğruya daha yakın bir  ö ndeyide bulunabilecekti. Vurgu "istatistiksel" sözcüğü  üzerindedir ve iyi bir ölçüm için gerekli olan "diğer her şey  eşittir"i de ekleyelim . Gözlemci, örneğin kişinin yetiştirilmesi hakkında, cinsiyet üzerine kurulu kendi öngörülerini  gözden geçirmesine , hatta tersyüz etmesine neden olacak ek  bilgilere sahip olabilir. Eğer dişiler istatistiksel olarak örgü  örmekten erkeklere göre daha fazla hoşlanıyorsa bu, ne bütün dişilerin örgü örmekten hoşlandığını, ne de dişilerin  çoğunun hoşlandığını gösterir.
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.