Biyopolitika: İktidar ve Direniş kitaplarını, Biyopolitika: İktidar ve Direniş sözleri ve alıntılarını, Biyopolitika: İktidar ve Direniş yazarlarını, Biyopolitika: İktidar ve Direniş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(...) çünkü eğer dünya söylemsel bir şeyse, o zaman mevcut düzenin tamamı da söylemseldir; ve eğer mevcut düzenin tamamı söylemselse o zaman söylemsel bir saldırıya açık demektir” (Megill, 2008: 344).
Foucault'ya göre dört tür dışlama sisteminden söz edilebilir: 1) Çalışma karşısında, ekonomik üretimden; 2) aile sisteminden, 3) verili söylem ya da simge üretimden ve 4) oyundan dışlama sistemi (2007j: 216-7). Tüm bu dışlama şekilleri, iktidarın özneyi belli biçimlerde dışlamasına veyahut da bir adım ileri giderek kapatmasına olanak sağlar. Söylemsel olarak kadını çalışmadan dışlamak istediğinde performansı öne sürebilir ya da eşcinseli aile sisteminin dışına iter.
Hayatla (Yunancası: bios) uğraşan politika anlamına gelir. Ne var ki sorun tam da burada başlar. Bazılarının önemsiz bir olgu ("Politika zaten hayatla uğraşmıyor mu?") olarak gördüğü, baş kaları için dışlamayı açık hale getiren ölçütü işaret eder. İkinci grup için politika biyolojik hayatın ötesinde konumlanır. Böyle bir bakış açısından "biyopolitika" bir tezat, çelişen iki terimin bir araya getirilmesi gibi görülür. Bu konumun savunucularıysa geleneksel anlamdaki politikanın ortak eylemler ve karar vermeyle ilgili olduğunu ve tam da bedensel deneyimin zorunluluklarıyla biyolojik olguların ötesine geçenlere ve özgürlükle insan müdahalesine alan açtığını iddia eder (Lemke, 2013: 26).