Yüzüncü Yılında 1. Dünya Savaşında Kıyıma Uğrayan Askerlerimizin Hikayesi

Biz Esir Düştük

Ali Çamlıbel

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
1.Dünya Savaşı artık bitiyordu ama kamplardaki ağır koşullar nedeniyle vefat eden askerlerimizden geriye kalanları serbest bırakmak İngilizlerin işine gelmiyordu. Çünkü İngilizlerin Türklerle yapacağı muhtemel bir savaşta esaretten dönen askerlerimizin tekrar İngilizlerin karşısına çıkma ihtimali Ermenistan tarafından İngilizlere devamlı olarak telkin ediliyordu. Çözüm yolunu buldular: Katliam. İşte daha önce bahsettiğimiz dezenfekte etme amacıyla süngülerle itilerek krizol havuzlarına sokulan Mehmetçiklerimizin kör edilmesi veya öldürülmesi böyle başladı.
Sayfa 78 - akıl fikir yayınları, Nargin(cehennem adası)Kitabı okudu
Unutuldular... Ne yazık ki unutuldular. Ülke büyük bir sınavdan geçiyordu. Dünya savaşının depremi her yeri sarsıyordu. İnsanlar kendi canlarının derdine düşmüştü. İnancını yitirmeyen bir avuç insan da ülkenin derdine düşmüş, Mustafa Kemal Paşa'nın etrafında toplanıyordu. Esaretten dönmeyi başaranlar veya kaçabilenler evlerine bile gitmiyordu çünkü artık Kurtuluş Savaşı başlayacaktı. Türk insanı gerçekten de ateşle imtihan oluyordu.
Sayfa 54 - akıl fikir yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Hey 15 li, 15 li" sözleriyle başlayan türkü, Rumi 1315 ve ona yakın yıllarda(1899 ve birkaç yıl öncesi) doğan gençlerimizin silahaltına alınışını anlatan ve giden gençlerden çoğunun dönmeyeceği bilindiğinden, "kızların gözü yaşlı" diye devam eden gerçek bir ağıttır. Ne kadar acıdır ki, TV'de, bir konser sırasında bu türkü söylenirken önde oturan bazı insanların yerlerinden kalkarak bir oyun havası çalınıyormuş gibi göbek atıp oynamaya başladıklarına hayretle şahit oldum. Bu türkü, "muharip gazi" babamın dinlerken gözlerinin dolduğu türküydü. Aslında genç kuşaklarımızı aydınlatmak, bilgilendirmek ve bu günlere nasıl geldiğimizi öğretmek, herhalde bizim kuşakların üzerine düşen bir vebal olmaya devam edecektir.
Sayfa 35 - akıl fikir yayınlarıKitabı okudu
Çekilen acılara en çok şahit olduğumuz ve esir kampları içerisinde en iyi bilineni olan Mısır'daki Seyd-i Beşir esir kampının bu özelliği, Türkiye'ye yakınlığından kaynaklanıyordu. Doğal olarak oradan memlekete yazılan mektupların bir kısmı da olsa Kızılay'ın desteğiyle alıcılarının eline geçiyordu. Ancak durum diğer esir kamplarında çok farklıydı. Gidenlerden hiçbir haber alınamıyordu. Türkülere yansıdığı gibi giden gelmiyordu. İngiliz'in istediği de zaten buydu. Yetkililerin eline geçsin diye yazılan bazı mektuplara arşivlerde kolayca rastlanıyor. Çoğu "Efendim" diye başlıyor. "Biz, Nyanmar denilen yere getirilen esir subaylarız. Efendim, bizleri burada unutmayınız." veya "Efendim, bizler Malta'da esiriz. Bizleri burada unutmayınız."
Sayfa 54 - akıl fikir yayınlarıKitabı okudu
Ne trajikomik bir durum ama!
Hey 15 li,15 li" sözleriyle başlayan türkü, Rumi 1315 ve ona yakın yıllarda (1899 ve birkaç yıl öncesi) doğan gençlerimizin silahaltına alınışını anlatan ve giden gençlerden çoğunun dönmeyeceği bilindiğinden, "kızların gözü yaşlı" diye devam eden gerçek bir ağıttır. Ne kadar acıdır ki, TV 'de, bir konser sırasında bu türkü söylenirken önde oturan bazı hanımların yerlerinden kalkarak bir oyun havası çalınıyormuş gibi' göbek atıp oynamaya başladıklarına hayretle şahit oldum. Bu türkü, "muharip gazi" babamın dinlerken gözlerinin dolduğu türküydü. Aslında, genç kuşaklarımızı aydınlatmak, bilgilendirmek ve bu günlere nasıl geldiğimizi öğretmek, herhalde bizim kuşakların üzerine düşen bir vebal olmaya devam edecektir.
Sayfa 35 - Akıl fikir Yayınları 2015Kitabı okudu
Türkiye'den Nyanmar'a
Türklerle savaştıkları cephelerde İngilizlerin, azami sayıda esir alarak Türk askeri gücünü etkisizleştirmeyi amaçladıklarını artık iyi biliyoruz. Ancak, bunların bir kısmını binlerce kilometre uzağa, örneğin; Burma(ya da Nyanmar) a sürdüklerini ve oradaki esir kamplarında tuttuklarını çok az kimse bilir. Bu ülkede halen binden fazla Türk askerinin mezarının bulunması sanırım burada tutsak olan Türk esiri sayısı ve ölüm oranları, dolayısıyla da maruz kaldıkları hastalıklar, kötü muamele ve eziyetler konusunda bir fikir verebilir.
Sayfa 52 - akıl fikir yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yıllar önce Napolyon “Ordular midesi üzerinde yürür.” demiştir ki askerin aç bırakılmaması bilinen bir kural olarak benimsenmiştir.
Sayfa 22 - Akıl Fikir Yayınları 2015Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.