Bizans'ta Günlük Yaşam

Tamara Talbot Rice

Quotes

See All
XIII. Yüzyılda kiliselere veranda ve ayrı bir çan kulesinin eklenmesi
Bu daha çok Batı etkisinin sonucudur. Çünkü aslında Bizans dünyasında kilise çanı kullanılmazdı. Bunun yerine bugün Yunanistan'daki ve Balkanlardaki birçok manastırda olduğu gibi, inananlar tahta bir çekiçle vurulan tahta bir çubuktan oluşan şamandıra (simantron) ile duaya çağrılırdı.
Sayfa 209 - Özne YayıncılıkKitabı okudu
I. Constantinus'un Ayasofya Kilisesi'nin Nikea isyanlarında yıkılması
Bu kilisenin yıkılması ulusal bir felaket sayıldı. Kilise yalnızca Konstantinopolis'te yapılan ilk kilise değil aynı zamanda daha en başından beri Hristiyanlığın resmi pınar başıydı. Bu kilise Bizanslıların yaşamında öyle önemli bir yer oynuyordu ki Instinianus kilisenin yerine aynı isimle bütün Hristiyanlık dünyasındaki herhangi bir kiliseyle güzellikte yarışacak başka bir kilise yaptırma amacını açıkladı. Trales'li Anthemius isminde bir Ermeni matematikçi ile Miletos'lu Isinderos'u mimar olarak işe aldı. Bu ikisi bütün mimarlık yollarını kullanıp yalnızca beş yılda dünyadaki en büyük, en karmaşık ve en etkileyici yapılardan birini ortaya çıkardılar. Ve bu yapı 1500 yıl boyunca yer sarsıntılarına, bombalamalara ve çok sayıda diğer felaketlere karşı koydu ve görenlerin şaşkınlık ve hayranlığını uyandırdı.
Sayfa 211 - Özne YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Konstantinopolis (İstanbul) evleri..
İmparator Zeno (474 - 491) tahta geçtiğinde sokakların genişliğinin 3,5 metreden balkonların yerden yüksekliğinin 4,5 metreden ve karşıdaki evden uzaklığının 3 metreden daha az olmasını yasaklayan bir yasa çıkardı. Hiçbir evin komşusunun ışığını gölgelendirmemesini ya da deniz manzarasını kapatmamasını ve her evin atık su borusu ve olukları olmasını sağlayan sıkı yasalar yürürlükteydi. Sarayların çoğunlukla tuğla temeller üzerine mermer bloklardan yapılmış olmasına karşın, evlerin çoğu tuğladan yapılmıştı. Az sayıda olan taştan yapılmış evlerin yüzeyleri çoğunlukla sıvayla kaplanırdı.
Sayfa 140 - Özne YayıncılıkKitabı okudu
Bizans'ta kölelerin iş gücüne katkıları ve lüks tüketim...
Bizans'ta köle iş gücü o kadar geniş çapta kullanılıyordu ki, bu iş gücü lüks madde üretiminin çıktısını artırmak ve temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını düşük tutmak için önemli bir öğe durumuna gelmişti. Bizans tarihinin başlangıç döneminde ender bulunan lüks maddeler en çok Doğu'dan, mücevherler Hindistan ve İran'dan, ipekliler Çin'den ithal ediliyordu.
Sayfa 121 - Özne YayıncılıkKitabı okudu
IX. Yüzyılda Konstantinopolis'teki patrikliğin okulu en iyi okuldu
Kilise üyeleri ve kilise dışından kimseler hem üst düzey kilise üyeliği hem de öğretmenlik yapmak üzere aydın kişiler olarak yetiştirilmek istediklerinden ayrı ayrı eğitilirlerdi. X. yüzyıldan başlayarak her yaştan erkekler eğitim yöntemlerini tartışmak üzere okulun bahçesinde toplanmaya başladılar. O tarihlerde okul Kutsal Havariler Kilisesi'ne bağlanmıştı. Bu görkemli yapı Konstantinopolis'in en yüksek tepesinin doruğundaydı. Egemen konumu Dolayısıyla Sultan Mehmet tarafından yıktırıalarak tahrip edildi ve yerine Konstantino polis'in fethinden birkaç yıl sonra bir cami yapıldı. Onun kaybı Bizans tarihindeki en üzücü kayıplardan biridir.
Sayfa 196 - Özne YayıncılıkKitabı okudu
1296 yıllarında Bizans'ta tüm hukukçuları öyle bir yiyicilik sardı ki
II. Antronikos yeni bir yüksek mahkeme oluşturmak zorunda kaldı. Burada görev yapmak üzere on iki hakim ve sekiz üst düzey görevli atadı. Fakat bu önlem etkili olmadı ve yiyicilik sürdü gitti. 1329'da III. Antronikos "Romalıların Yüksek Hakimleri" unvanı altında dört kişi atadı ve onları yüksek mahkemenin üyelerinin sahip olduğu yetkilerden daha büyük yetkilerle donattı. Ama sekiz yıl içinde bu kimseler aleyhine de yiyicilik suçlamaları yöneltilmeye başlandı. Bu sırada Bizans hiç kimsenin durduramayacağı bir çökme sürecine girmişti ve yüksek hakimler Türklerin saldırılarından önceki son yıllarda görevlerini kendi bildikleri gibi yürüterek görevde kaldılar.
Sayfa 96 - Özne YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Bizans'ta yas adetleri...
Her ne kadar bir İmparator yastayken beyaz giyerdiyse de, başka herkes siyah giyerdi. Bunun imparatoriçe içinde geçerli olduğu anlaşılmaktadır, çünkü Anna Komnena babasının ölümü üzerine annesinin imparatoriçelik peçesini çıkarttığını, saçını kestiğini ve erguvan rengi giysisi ile ayakkabılarını çıkarıp onların yerine siyahlarını giydiğini anlatır,. Ölü gömüldükten üç, dokuz ve kırk gün sonra (bu aralar hesapların aylık dönemlere dayandıran Babilli müneccimlerce önerilmiştir) aile ağıt söylemek için mezarın çevresine toplanırdı. Ölünün anısına arkadaşları tarafından söylenen metaforlar mezar taşına yazılmaz, sözlü olarak söylenir ve mezar başında okunmak üzere yazılarak elden dağıtılırdı.
Sayfa 149 - Özne YayıncılıkKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.