"“Gör” dedi, “iyice bak bana, sev beni ne olur, sakalımı sıvazla, yüzüme gül, kalın parmaklarımı tut, sağ elimin dış yüzeyindeki nasırımı okşa, sev beni, tatlı tatlı gülümse, gel uyuyalım. Unutalım. Sev. Çamlar koksun. Önemsiz bir şey bu. Değil mi? Dağ çileklerini birinin, eteğinde toplamasını ikimizde sevmiyor muyuz?”
“Ben ölüyorum. Yıllardır. Ölüyorum.” "