Bizi fena efsunladılar. Önce, Osmanlı dağılmadan "dağıldı" zannıyla kandırdılar. Sonra, Osmanlı yıkılma mışken "yıkıldı" yalanıyla uyuttular.
Ardından, altındakiler ve üstündekilerle toprakla rımızı elimizden alıp o toprakları "başkalarının" top rakları diye yaftaladılar. Nihayet, büyüyü "başkalarının topraklarında gözümüz yok" özdeyişi ile bağladılar.
Bu coğrafyanın en büyük yalanı işte bu; "başkalarının toprakları."
Başkaları kim: Biziz.
Topraklar kimin: Bizim.
O halde,
Gözümüz daima kendi topraklarımızda olmalı.
Yani; Bosna'da, Kırım'da, Kâşgar'da, Urumçi'de, Buhara'da, Semerkand'da, Bağdat'ta, Musul'da, Ker kük'te, Şam'da, Horasan'da, Halep'te, Mekke'de ve Medine'de, Kudüs'te, Hayfa'da, Somali'de, Kahire'de, Trablus'ta, Endülüs'te...
Yani; Asya'da, Hicaz'da, Bilâd-ı Şam'da, Filistin'de, Afrika'da, Avrupa'da.