İstanbul aşığı biri olarak İstanbul'un saf güzelliğiyle arz-ı endam ettiği devirleri hep merak ederim. Bitirmek üzere olduğum kitabım ile beraber hayalen sık sık o devirlerde yolculuk yaptık. Yazar boğazın mehtap sefalarini öyle güzel bir üslup ile anlatıyor ki adeta kendinden geçiyor yazarken o tatlı anları tekrar tekrar yaşıyor.
Mehtabın tüm safhalarını, mehtapçıların hazırlıklarını, bir araya gelen kayıklarını, hanımlarını, beylerini, musikiyi, bogazicinin seslerini, bogazicinin kokusunu, rengini, medeniyetini, saz fasıllarını, hanende seslerini, olmazsa olmaz olan aşklarını, yalılarını, yalılarına düşen ay ışığını tek tek anlatmış. Derinden bir ah çekme sebebimdir. Tadına vara vara yavaşça okudum. Güzelim tasvirleri ile beni de mehtaba aşina etti.
Kapanış, mazi bölümü ise hüzünlü. Geçti artık o devirler diyor. Eski İstanbul u özlüyor. Bir çok cümleyi, paragrafı işaretledim. Abdülhak Şinasi Hisar ın mehtap anılarını seveceksiniz.